Herkese merhabalar.
Bugün büyük bir sevinçle karşılayamıyorum sizi. Çünkü çok değer verdiğim bir yakınımı kaybettim. Üstelik daha hayatının baharında olan 15 yaşındaki biriydi kendisi. Birinin gitmesi zaten yeterince acı vericiyken aranızdan bu kadar erken ayrılması daha çok yaralar sizi.
Bugün de bu konuda konuşmak için geldim. Bugün farkına vardığım şeylerin farkına sizin de varmanızı istedim.
Yaşamın stresinde o kadar çok boğuluyoruz ki zamanın uçup gittiğinin farkına varmıyoruz. Hep bir koşuşturmaca içerisindeyiz, en ufak pürüzü bile kafamıza takıp canımızı sıkıyoruz. Geriye ise boşa harcanmış bir ömür kalıyor.
Peki ne yapmalıyız? Sorumsuzluklarımızı umursamayı bırakmalı mıyız?
Asla! O sorumluluklar içerisinde mutlu olabilmeyi öğrenmeliyiz. Ufak şeylere canımızı sıkmamayı ama ufacık şeylerle bile mutlu olunabileceğini öğrenmeliyiz.
Kendinize dikkat edin