Bir gece de nasılda yurdumuzdan olduk ama dimi. Çaresiziz doğduğumuz yerde. Öldürülüyor, işkence çekiyoruz ve herkes buna kulaklarını tıkamış.
Benim artık gram kadar güvenim yok bu ülkeye. Bu ülke, düzelmez düzeltilemez, bu kafalar oldukça.
Kendinize çok dikkat edin. Sonuna kadar hayatınız için mücadele edin. Okuyun ki, yurtdışına çıkma imkanınız olsun.
Daha iki gün önce, Kuzey Makedonya, yani diğer memleketimden vatandaşlık almayı düşünüyordum. Bu bir düşünceydi ama belli ki, benim bunu artık yapmam şart.
Size ırkınızdan nefret edin demiyorum. Türk olmaktan hiç bir zaman utanmadım. Benim derdim bu devirde, bu insanlarla yaşamak zorunda kalışım ve Ülkemi sevememekti.
Hani bir söz vardır ya, Keşke taşı taşa vurarak ateş yaktığımız dönemde yaşasaydım diye.
Bu devlet o zaman var olsaydı, yaktıkları ilk ateşe Kadınları atarlardı. Ve "Bak ateş ne kadar da büyüdü daha çok ısıtıyor." diye övünürlerdi.
Ben bu çağdan değil, ben bu çağda ki vicdansızlıktan, kötülükten, kötülükte, cahillikten nefret ettim.
Gözlerini kapayan kulaklarını tıkıyan insanlar kahretti beni.
Beni psikolojik olarak çökertmekten başka hiç bir sikime yaramadın bu devlet. Korkmuyorum, silivriden cahillerden.
Beni artık onlarla korkutamazsınız. Türkiye kadınlar için, açık bir cezaevi oldu zaten. Elini nereye atsan bir, cinsiyetçiye, homofobiye, cahile, din tüccarına çarpıyor zaten.
Bizi bize kırdırdılar. Kesemeyecek kadar da köreltmeye çalışıyorlar.