ataturksel

ruhum gezegenden kopmuş gibi

ruhasuikast

merhaba cân'ımın içi, yer yıl olduğu gibi buradayım. 2024'ten de bir iz bırakmak istedim. bu defa biraz farklı tabii. ölçmeden tartmadan, içimden geldiği gibi yazacağım. bundan dört yıl önce biri çıkıp "wattpad uygulamasından bir kızla tanışacaksın. o senin cânın, kanın, her şeyin olacak." deseydi zerre inanmazdım. ama tam olarak böyle oldu. öyle bir anda çıkıp geldin ki... cânım, kanım, her şeyim oldun. en kötü anımda, darmadığın olduğum günlerde, mutluluk gözyaşları döktüğüm zamanlarda, ağladığımda, güldüğümde, velhasıl kelâm her saniye yanıbaşımdaydın. hâlâ da öylesin, öyleyiz. hiç yalnız bırakmadım seni, ömrüm yettiğince de bırakmayacağım. sahi nasıl bağlandık biz birbirimize bu kadar? inanılması güç. çoğu zaman düşünüyorum. "Allah'ım." diyorum. "neden o bu kadar uzakta?" diye söyleniyorum. aramızda kilometreler var. bu kilometreler kocaman dört yıla engel olamadı. bir telefon sayesinde birbirimizi duyduk, gördük, bildik, hissettik. hep "elbet bir gün yanyana olacağız." dedik. hiç umudumu kaybetmedim, kaybetmeyeceğim. bir söz verdiysem tutarım. geride tutulmamış sözler bırakmak huyum değildir, bilirsin. aylar sonra bu sözü tutmuş olacağız. geriye dönüp baktığımızda tutulmamış bir söz görmeyeceğiz. dört yıla sığdıramadıklarımızı ömrümüzün geri kalanına sığdıracağız. ha olur da bunu başaramazsak yazıklar olsun ikimize de. öyle işte cân'ımın içi. hep dimdik ayakta kal. başını eğme, sesini alçaltma. bilirsin ki eğilen bir baş ve alçalan bir ses karşısında herkes üstün görür kendini. hayat seni hep iyilerle karşılaştırsın. önünde upuzun bir yol var. zevkle adımla bu yolları. ışığın hiç sönmesin, ümitlerin tükenmesin, gülen yüzün hiç solmasın.