Bölüm bekleyen arkadaşlardan özür dilerim fakat hesabı bir süre askıya almayı planlıyorum. Son birkaç gündür yaşadığım olaylar aşırı derecede psikolojimi bozduğu için uzun bir süre burayı kullanacağımı sanmıyorum.
2- Dümen kısmına gelmiştik. Neredeyse sadece biz vardık ve bu gayet güzeldi. Mingi elindeki kılıcı bana atıp kendi kılıcını kınından çıkardı. "Sadece kendini koru asla saldırma. Eğer saldırırsan zararlı sen çıkarsın" kafamı sallayıp yavaşça yaptığı atakları savurdum. Bir süre hem anlatıp hem de kısa pratikler eşliğinde gösterdi. "Karşındaki sana saldırınca boyun ve gövdeni hedef alır çoğunlukla çünkü amacı-" aniden susmasıyla merakla ona döndüm. Gözünü dikmiş bir yere bakıyordu. "Kahretsin!" Hızla güverteye bakan trabzanlara adımlayıp aşağıya doğru bağırdı. "Hyung düşman gemisi göründü!!! Choi Jongho derhal adamları hazırla!!!!" birden gemideki herkes telaşla ordan oraya gitmeye başladı. "Yunho odana git ve ben gelmeyene kadar asla ordan çıkma" diyerek kolumdan beni odama kadar peşinden sürükledi. Beni içeri itip hızla kapıyı çekti. Çok geçmeden dışarıdan bağırış sesleri gelmeye başladı. Bir köşede sessizce oturup Mingi'nin gelmesini bekledim. Hızla açılan kapı ile ayağa kalktım fakat gelen eli kılıçlı bir korsandı. "Gemideki asıl mücevher burada ve minik kaptancık onu savunmasız bırakmış" diyerek kılıcını koluma doğru savurdu. Düştüğüm yerde geri geri giderken sırtımın duvara dediğini boğazımda hissetmem soğuk metal bir olmuştu. Korkudan gözlerim dolmuş ve nefesim düzensizleşmişti. Kesin ölecektim. Korsan kılıcını havaya kaldırmıştı. Ben ise gözlerimi kapatmış ölmeyi bekliyordum. Fakat beklediğimin aksine kılıçlı boğazıma değmeden başka bir kılıç tarafından engellenmişti. (Pirate Kings)
Hadi bir oylama yapalım size kurguladığım iki kitabın kesitini vereceğim (birini yazarından izin alarak ship kitabına çevirdim) hangisini beğenirseniz ilk onu yazacağım. Hangisini istiyorsanız adını veya başındaki numarayı yazın lütfen
1- Sırada herkesin merakla beklediği o gösteri gelmişti. Işıklar bir anda kapanmış ve belli başlı ışıklar yanmaya başlamıştı. Sahneye düşen halatlar ile kimse birşey anlamamıştı. San karşısındaki Jongho'ya şimdi anlamında kafasını salladı. İkisi aynı anda halatlara tutunup aşağı atlamasıyla arena fanların çığlıklarıyla dolmuştu. Fanların yanı sıra idoller de şaşırmıştı. Atlayan ikili sahne dışında idollerin arasına başarılı inişler yapmışlardı. San karşısında onu çeken kameraya ukala ama bir o kadar da çekici bir gülüş atıp kılıcını çıkararak ilerlemeye başladı. O sırada gördüğü beyaz takımlı genç ile adeta di'li tutulmuştu. Kamera sahneye döndü. Sahne kocaman bir sis bulutuyla kaplanmıştı. Birden ekran ortadan ikiye ayrılmış ve bir gemi burnu görünmüştü. Fanlar tekrar çığlığa boğulurken San'ın hareketlenmesi ile kamera tekrar ona dönmüştü. Tüm üyeleri San'ın sahne yerine tam tersi yöne gitmesine şaşırmıştı ama belli edememişlerdi. San epix grubunun masasının önüne kadar gidip elindeki kılıcı tekrar kınına yerleştirdi. Herkes nefesini tutmuş ne olacağını merak ediyordu. San ilk defa gördüğü gence yaklaşıp çenesini kavrayıp kendi yüzüne yaklaştırdı. Yüzüne vahşi bir gülüş yerleştirip "My Treasure" dedi. Ama hesaba katmadığı şey mikrofonunun açık olmasıydı. (My Treasure)
Yeni bir yungi ficim var hatta neredeyse 2 bölüm hazır ama yayınlamak için izne ihtiyacım var. Umarım istediğim izin gelir çünkü fici önce okulda deftere sonra da telefona geçiriyorum ve son sınıf olduğum için uzun sürüyor
Ayy dün sınıfta hikaye yazdık watty sağolsun bir döktürdüm hikayeyi çok güzel oldu belki ona göre bir jongsang yazarım çünkü neden olmasın :) Not: Hoca hikayeme bayıldı $-$
@ korenbigminion evet iki dakikada kurgulayıp 1 ders boyunca taslak çıkardım (hoca için farklı isimler kullanıp Yeosangı kız yaptım ama) tenefüste ise kişi kadrosu hazırdı sadece kapak ve isim kaldı