dokuz koskocaman yıl oldu ve bu kadar sene boyunca sizinle büyüdüm, elimden tutup beni kendi evreninize götürüp akşam olunca evime bırakan sizdiniz, sizinle keşfettim ve fark ettim birçok şeyi, sizinle gördüm, anladım, bildim. sorumluluk bilincimi oturtan da sizdiniz, kendimi sevebilmeyi, sevmek için elimden geleni yapmayı bana öğreten de. yeri geldi ağladık, yeri geldi güldük sizinle. ama mevzu bahis ne olursa olsun ne elimden ellerinizi çektiniz ne de yolumdan ışığınızı. siz olmasaydınız küçücük dünyadaki küçücük yaşamım bir hiçten ibaret olacaktı, yapayalnız kalacak ve birçok şeyi aşamayacaktım. yalnızlık ve mutsuzluktan ağladığım o gecelerde, küçük odamın kapısından girip bana sarıldınız saatlerce. gözüme uyku girmediği zaman nazikçe ellerinizle kapayıp gözlerimi, huzurlu şarkılar söyleyip tutarak ellerimden güzel bir gelecekten söz ettiniz bana. en mutlu anımda benimle gülüp, tek başımayken canım sıkıldığı vakit beni eğlendirip, doğum günümde kutlayıp seven sizdiniz beni. küçüktüm ve kalbim de benim gibi küçüktü. kalbim gibi aklım da. kalbimi büyütürken bana hayatın gerçeklerinden de bahsedip aklımı büyütmeyi de öğrettiniz. hayalini kurduğum o şeyi başardığımda tebrik ettiniz beni, heyecandan ölecekmiş gibi hissederken elimden tuttunuz. gözyaşlarımı silip güldürdüğünüz de oldu, oturup benimle ağladığınız da. bütün evreni dolaştım bu zihnimle ancak ne sizin gibisine ne de bizim gibisine denk gelemedim. benim güzel yedi yıldızım, ailem, evim, yuvam, arka bahçem... dün, bugün olduğu gibi yarın da birlikte olalım. elimi hiç bırakmayın. ben sizinki bırakmayacağım. yolumdan ışığınızı ayırmayın n'olursunuz çünkü size ihtiyacım var. kendinize çok çok çok iyi bakın, ve küçük, çiçekli yollarında yürümekte olan milyonlarca küçük insanınınızın yedi tane size, yıldıza ihtiyacı olduğunu unutmayın. sizi sevdiğim kadar ne kendimi ne de bir başkasını sevmeyeceğim.