Kayıpların Nidası 47
“Güneşin Doğumuna Uzak Hayaller”
Düşündükçe kafayı yiyorum Açelya, hatta düşündükçe bu gerçeğe kırılıyorum. Biliyorsun, ben kalbime ördüğüm duvardan dolayı Hilal gittiğinden beri kimseye kırılmıyorum ama bizle ilgili bu gerçek, beni çok kırıyor.
Bizi bizim birbirimizi sevdiğimiz kadar kimse sevmiyor, kimsenin aklı böyle çıkmıyor birimizin canına bir şey olacak diye, kimse birimizi bir saat görmese endişelenmiyor, hatta günlerce ya da haftalarca ortadan kayboluyoruz ama umursanmıyoruz. Belki bazen sadece özleniyoruz...
Ama farkında mısın? Yine de en çok hatta sadece bizler birbirimize zarar veriyoruz. Çilen patenden düşüp yaralanınca aklını kaybeden Dirim, Çilen'den annesini gizledi. Açelya'yı bir gün göremeyince ona ulaşana kadar bütün sokakları yürüyerek dolanan Barın, Açelya'yı terk edip aylarca ondan uzak kaldı. Çocukken yaralansa canı acıyor diye ağladığımız Tan, Mahzen tarafından işkenceler görürken düşman sandığımız için canının yanışını izledik.
Anlamıyorum, dönüp bakıyorum ve cidden diyorum. Cidden, sevdiğin kadar can yakıyorsun... Özel hissettirdiğin kadar yok olduğunu hissettiriyorsun. Hatta direkt sevginle yok ediyorsun.