8MHEA8

...ve sevdiğini söylemekten bile korkar olmuştu genç adam. Bedeni karşısında korkusuzca durup öfkesini kusarken yüreği titriyordu. Bi' daha alnından doya doya öpemiceğinden, saçlarının kokusunu ciğerlerine dolduramıyacağından o kadar endişeliydi ki artık adımlarını kontrol edemez hale gelmişti. Bu yüzden arabayı boş vitese alıp yokuşun sonundaki uçurumdan düşmeyi kabul etti. Gözlerini yumdu ve vitesi değiştirdi. Şimdi hergün o yokuşun sonuna yaklaşırken araba ölüm korkusu daha çok sarıyordu. Yanındakinden tek isteği el frenini çekip "artık gözlerini açabilirsin sevgilim" demesiydi. Çığlıkları içinde patlıyordu... Ve sevdiğini söylemekten bile korkar olmuştu genç adam. Gökyüzünün o sonsuzluğuna doyamadan yere çakılmak istemiyordu. Sorular sorunlar ve bilinmezlikler... İçinde her geçen gün büyüyen bi karadelik oluşturuyordu. Ama biliyorduki yerçekimi ve dünya yalanı sadece gökyüzünü tadana kadar. Bu yüzden o bırakmayacaktı-bırakamayacaktı. Tutunmaya devam etti o dala, dikenler ellerini keserken daha çok sarılmaya çalıştı düşmemek için. Asıl korkusunu şimdi anlamıştı. Ya elleri değilde tutunduğu dal pes ederse?