sürükleniyorsan tutulmak, donmuşsan çözülmek, bir sandalsan yansımanı görmek istiyordun.
kendini sandal ağacı kokusuyla örten, hüznüme gözlerini diken sen; hüznümde senin bir yanını anlatabileceğim bir yer arıyordun bir eylül zamanında.
gözelerde uyumak isteyen ırmak gibi, kuru bir yaprakla konuşmak isteyen rüzgar gibi, sürgünlerine hasretli toprak gibi... sen sustuğunda ben kendimi dinliyordum. öyle seyrettim işte seni, öylesine. kendim gibi, bilir gibi.
biz neydik biliyor musun?...
öylesineydik!...
- JoinedFebruary 16, 2016
- website: aydizelcinturna@gmail.com
Sign up to join the largest storytelling community
or