azz0azzzazzzz4

Gebere Gebere Ufalanıyorum... 

azz0azzzazzzz4

Resmen Tanrı naletlemiş, bıyığı rahneden serçe çırpınışı şeytanı. Afrika yağıyor, hallice yer çokça kaplayan kayısılar kadar olsa da. Azı önce kadını kıran kemikliğinden ve sarhoş, kaçarcasına demini çayın fırlatıyor kızgın biçim suratına sözde insanın, Züleyha. Yüzü yok, ibaret oturmuş yanağına yumrudan kaynar çay. İdeoloji taşıyan omzunu çatlatıyor dakikasında kadının, çok güzeliydi köyün.
          Başkası kadınla öpüyorken Tanrı'nın ona bahşettiği dudaklardan, başlarına taşlar yağıyor.
          Ölümcül kayalıklarından örgüsündeki güzelin fırlatılmış irinli ufaklı sebebi intiharlar... 

azz0azzzazzzz4

Dumanlar içinde mavi olmayı unutan gökyüzü, paçavralar giyinmiş sığıntı gibi bulutlar, son aşkımla tutuşacaksınız bütün!
          Sevinç çığlıklarımla bastıracağım ordular gürültünüzü!
          Siz ki bir yuvanın sıcaklığını unutmuşsunuz, dinleyin!
          Ve çıkın artık siperlerden: bitirmeseniz de olur savaşı.
          Ne en korkunç dövüşlerin ne de kan tüten yaraların en derini solduramaz aşk sözlerini!
          Bilmez olur muyum hiç sevgili Almanlar!
          Dudaklarınızın ucunda hep Goethe'nin Gretchen'i var...
          Ama o, yüzyıllardır sayıkladığınız tombul pembe tenli kız, neme gerek benim!
          Seni söylüyorum türkülerimde şimdi ben, makyajlı kızıl saçlı sevgilim!
          Bu kasatura uçları gibi sivri günlerden, yaşadığımız, yüzyılların sakalı ağardığında kalacak olan sensin yalnız!
          Bir de ben... o kentten bu kente... senin ardında!
          Londra'nın kalın sisinde yitirsem seni, alev dudaklarıyla gece lambalarının gene de uzanır öperim.
          Dalgın ve hüzünlü, köprüden geçsen:  Aşağısı da güzel "diye düşünerek,
          " Ve ölmek de belki güzeldir "
          diyerek, bil ki benim köprümün altında akan, benim la Seine, benim çağıran seni çürümüş dişlerini göstererek.
          Güçlüyüm ben, gerekliyim çünkü onlara.
          " Sıran geldi! "deseler günün birinde, savaşa itseler beni, vurulsam:Kan değil adın fışkırır yırtık dudaklarımdan.
          Siz ürkek çocukları hüznün ve siz gökyüzünün mavi olduğunu unutanlar!
          Dinleyin artık susun da!
          Belki de son aşkıdır bu gökyüzünün:onulmaz yarası kanar da kanar veremli ciğerlerimin dokusunda. 

azz0azzzazzzz4

Vladimir MAYAKOVSKİ°
            Omurganın Kavalı 
Antworten

azz0azzzazzzz4

Çocukluğumdan beri seni seviyorum. En sevdiğim anlardan bazıları Trier sokaklarında oynamak ve Siyasi Liberalizm hakkında saklıca okumak. İkimiz de dünya işçisi olduğumuza göre daha sonraları bir bardak Krombacher için birleşebiliriz diye düşünüyordum? 

azz0azzzazzzz4

Silmiş hafızasını gibi öldürerek varlığını. 
          Misal, saniyede iki süren var kıyanlar canına diyorlar balkondan pencereye ; kimsesizlik sebebiymiş, 
          ve kabartırsan kulak ciyaklamalarına ağlarsın rol kesenlerin.
          Ellerimi çırpıp birbirine,
          belli ki unutulan yüzlerce altmış saniye boyunca meşgul eden seni, rahmetliler değil,
          Kapatmakmış televizyonu düğmesinden kumandanın. 
          ... Gecenin üç yarısı su içmeye kalktığını zannedilen güzel oyuncunun unuttuğu ilk yokluk... 

azz0azzzazzzz4

Biraz palazlandı☁️
Antworten

azz0azzzazzzz4

Gibi çarşaf unutulan insanlığı, 
          rütbesiyle "yıldık toplumu" 
          dibine yerin topluyoruz bitik hevesle. Kirliler krematoryum türlüsünde, yıldızlar göğe çeşidi az inhumasyon misali bulunacak... Uyduruyorum, bakın bir yerinde mi yırtık çarşaftan hallice insanlığınız?
          Netice:Ne yazık.