hepinize merhaba…
yazmayı çok uzun süredir düşündüğüm, aylardır ertelediğim, yapmamak için günlerdir de kendimden kaçtığım ufak bir açıklama yazısı bırakıyorum buraya.
wattpad’i bırakıyorum. sizinle burada çok uzun ve derin zaman geçirdiğim, hayatımın çukuruna battığım an tutunacak başka hiçbir dal bulamadığım için sıkı sıkıya ikra ve doğuya tutunduğum, bunları sizinle paylaştığım için açıklama yapma ihtiyacı yapma hissediyorum. ne kadar çabalarsam çabalayayım hayatım yoluna girmedi, girmiyor. ben bu hikayeyi 19. bölümde yazmaya başlamıştım aslında, o an tutunmuştum. açıklamalara bakarsanız o 20li bölümlerde anlarsınız. hiçbir şey olmadığı için o hikayeyi yazıp durdum ben. 38. bölümdeki o mesajlaşmalar mesajlaşacak kimsem olmadığı içindi, doğunun ikrayı bu kadar sevmesi beni kimse sevmediği için, asla bırakmaması ben hep bırakıldığım için, aslında kitabı kurguladığımda bebek, çocuk, anne olmak hikayede yoktu ama ben anne olmayı çok istediğim için ikra anne oldu. yaşayamadıklarımı yazdım. saçma biliyorum ama yaptım kendime bu kötülüğü. şimdi de bu çukurdan çıkamıyorum. doğu ve ikra her anımda, her saniyemde benimle yaşıyor. ama fark ettim ki onlar benimle yaşamaya devam ettikçe benim kendime ait bir hayatım olmayacak. kendim için bu kararı vermek ve bu çukurdan çıkmak zorundayım. hikayeyi kaldırmayacağım. geri döndüğüm bir zaman olacak ama kendimi ve hayatımı biraz toparladıktan sonra. kendinize iyi bakın. hepinizi çok seviyorum.