sinirlenince ve üzülünce üşürüm, titrerim
gerçekten üzülünecek şeylere değil ufak şeylere ağlarım
kimseye ne olduğunu anlatmam
gerginken acıkmam
değersiz hissedince midem bulanır oradan kaçmak isterim
çabuk sinirlenirim
hep anlayış beklerim
özne hep ben olmak isterim
çabuk kırılırım ama çabuk affederim
yaşamayı sevdiğim kadar da yok olmak isterim
yalnız kalmayı sadece istediğim zaman severim
bir şeylerden bıktığımda kendimi izole ederim
çok ağlarım
sarılmayı severim
birisinin yanında ağlamayı sevmem
bazen nedensizce sinirlenirim
üzgünken safe place dizilerimi izlerim
çok hayal kurarım
çok hayal kırıklığına uğrarım
yargılanmaktan korkarım
ne yaşarsam yaşayayım belli etmemeye çalışırım
değer verdiğim kişilerin en ufak davranışı bile beni çok üzer
yanında kendim gibiyim dediğim kimse yok
sokakta gördüğüm her kediye kendi yavrummuş gibi davranırım
insanların beni anlamayacağını düşündüğüm için kimseye içimde yaşadıklarım hakkında bir şey anlatmam
inanılmaz derecede akademik kaygım var
insanların beni düşünmesi çok hoşuma gider
loş ortamları ve kütüphaneleri severim
asla istediğim gibi bir arkadaşa sahip olamayacakmış gibi hissediyorum
asla istediğim kişi olmayacakmışım gibi hissediyorum
bazen ortadan kaybolmak istiyorum
nazlanmayı çok severim
bazen içimde durduk yere hiç sahip olmadığım şeylere karşı hiç geçmeyecek bir özlem oluşur
annemi çok özlerim
okumayı severim
bazen de herkesten nefret ederim