Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda, ve bir çok söz yarım kalsaydı, bir çok mesele çözüme baglanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana durup dururken yazmak zorunda kalmasaydim. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklasmasaydim senden de. İnsanları, eski .. yapmış olduğum gibi, büyük bir boşluk
içinde birakmasaydim. Kendimden de kaçıyorum gibi beylik bir ifadenin içine dusmeseydim. Bu mektubu çok karışık hisler içinde yazıyorum gibi basmakalıp sözlere başvurmak zorunda kalmasaydım. Ne olurdu bazı sözleri hiç söylememiş olsaydım; ya da bazı sözleri hiç söylememek için kesin kararlar almamış olsaydım. Sana diyebilseydim ki,durum çok ciddi bilge, aklını başına topla, ben iyi değilim bilge, seni son gördüğüm günden beri gözüme uyku girmiyor diyebilseydim. Gerçektende o günden beri gözüme uyku girmeseydi. Hiç olmazsa arkamda kalan bütün köprüleri yiktim ve şimdi geri dönmek ıstiyorum,ya da dönüyorum cinsinden bir yenilgiye siginabilseydim. Kendime, söyleyecek söz bırakmadım. Kuvvetimi buyutmusum gözümde. Aslına bakılırsa, bu sözleri kullanmayı ya da böyle bir mektup yazmayı bile ne sen ne de hiç bir şey olmadığı günlerde kendime yasaklamiştim. Sen,aşk ve herşeyin olduğu günlerde böyle kararlar alinamazdi. Yaşamış birinin ölü yargilariydi bu kararlar. Şimdi her satırı,bu satırı da neden yazdım.? diyerek öfkeyle bir öncekine ekliyorum.
- JoinedJanuary 2, 2017
Sign up to join the largest storytelling community
or
bbileilishh
Sep 10, 2017 05:53PM
https://youtu.be/ZyWAQfg7fys .............................View all Conversations