Sabah kaltktığımda saat 5'ti. Güneş daha doğmamıştı bile , etraf karanlıktı hafif ürkmüştüm. Pembe yorganımı üzerime çektim.Yatağımdaki o sıcaklık kalbimin soğuğunu ısıtamadı. Benim aşkım başkaydı.O sizin sıradan aşklarınızdan değildi. Onun imkansızlığına aşıktım belkide. Yavaş yavaş güneş doğuyodu. Dün ablamın saçını örerken şifresini gördüm. Tabikide bunu yaptım ve onun beyaz kaplıklı , siyah , içi sevdiğim çocuğun ona attığı aşk mesajlarıyla doluydu . Bunu bile bile okumaya başladım . Kendimden utanıyorum. Mesajları okumaya başladım ama içim yanıyordu. İçim sızım sızım sızlıyodu. Gözümden her seni seviyoruma ait bir damla iniyordu. Engel olamıyordum. Halbuki daha dün bidaha onun için ağlamıyacağıma kendimi inandırmıştım. Sanki gözümden akan her damla yaş için kalbimde okyanuslar birikiyordu. Seni seviyorumlar , aşığımlar , gökyüzümler , papatyamlar ... Her bir kelime kalbimdeki okyanusa su ekliyordu. Beyaz kaplıklı siyah telefon .. İşte benim hayatım. İçim siyah ama dışım beyaz.