Müziğin sesini biraz kısıp kafamı dağıtsın diye uğraştığım işi biraz olsun bırakayım hemen aklıma geliyor sana salak gibi inandığım zamanlar. Neredeyse her gece beni bırakıp gitmemen için yalvarışlarım ağlayışlarım, ama buna rağmen beni sevdiğine inanışım. Sadece birinin sevgisine o kadar aç o kadar muhtaçmışımki görememişim bana yaptıklarını. Şimdi dönüp bakınca o zamanlara sadece boğazım düğümleniyor, kalbim ağrıyor her aklıma geldiğinde. Sahi cidden hiç mi sevmedin beni? O söylediğin sözler yazdığın, mesajlar hepsi mi yalandı? Sana demiştimki beni üzme, hayatımda ilk defa sevildiğimi hissediyorum bırakma beni demiştim. Sen ne yaptın peki, siktir oldun gittin. Her şeyi biliyordun, sana her şeyi anlatmıştım. Çırılçıplak bir şekilde çıkmıştım karşına, al bak hepsi bu nolur gitme demiştim. Bana asla inanmıyordun, seni sevdiğime hiç inandıramadım seni, her gece içerdin sıçardın sonra başlardın sen beni sevmiyorsun demeye bana kızmaya, gideceğini söylerdin ve giderdinde. O kadar üzülürdümki içim parçalanırdı, nasıl inanmaz diye düşünürdüm, nasıl inanamaz yaptığım onca şeyden sonra derdim kendime. Beni o kadar üzerdin o kadar kırıdınki, saatlerce ağlatırdın sonra da beni çok sevdiğini üzgün olduğunu ben ağladığımda üzüldüğünü söylerdin. Bende salak gibi sana inanırdım, çünkü söylediklerin doğru olsun istiyordum, birileri beni sevsin istiyordum. Sana kırgın değilim, sana dargın da değilim, ben sana sadece paramparçayım. Keşke diyorum böyle olmasaydı, hayatım boyunca yanımda olduğuna ve olacağına inandığım tek kişiydin ama yaşadığımız her şey yalandı. Yalanmış daha doğrusu. Her neyse.