beella_sii

Merhaba! Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Biliyorsunuz ki uzun zamandır Göçmen Kızı adlı hikayeme bölüm atmıyordum ve tabii ki de bunun sebebi kendi özel hayatım. Bu hikayeyi yazdığım için pişman değilim ama yayınlamak için biraz erken bir vakti seçtiğimi sonraları anladım. Biraz daha kendimi geliştirmem ve hayatımı yoluna koyarak kurguma devam etmem benim açımdan en sağlıklısıydı. Ama ben o zamanlar çok heyecanlı davranarak erkenden bu yola atıldım. O zamanki kendime tekrardan dönsem herhalde yine de yayınlardım bu kitabı. Çünkü karakterlerim olsun onun dışında kurgum olsun hepsi sağlam ve içimde hissederek kurguladığım bir kitaptı. Ve ben tekrar dönmeden önce sadece giriş ve 1. bölümü yayınlıyorum diğer bölümleri ise en baştan düzenleyeceğim. Aslında bana kalsa 1. bölümü de düzenlerdim ama o bölümde gerçekten her şeyi hissederek yazdığımı fark ettim aceleye gelmeden ve bilirsiniz ki her şeyin ilki başkadır. Orada da acemiliklerim olsa da ilk kurgum ve ilk bölümüm olduğu için aklımla değil kalbimle hareket ederek kaldırmıyorum. Bundan sonraki bölümlerde görüşmek üzere. Umarım en kısa sürede yolculuğuma devam ederim. Kendim için dileğim bu ve diğer tüm güzel dileklerimi size adıyorum. Hepiniz sağlıkla kalın.❤️

beella_sii

Merhaba! Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Biliyorsunuz ki uzun zamandır Göçmen Kızı adlı hikayeme bölüm atmıyordum ve tabii ki de bunun sebebi kendi özel hayatım. Bu hikayeyi yazdığım için pişman değilim ama yayınlamak için biraz erken bir vakti seçtiğimi sonraları anladım. Biraz daha kendimi geliştirmem ve hayatımı yoluna koyarak kurguma devam etmem benim açımdan en sağlıklısıydı. Ama ben o zamanlar çok heyecanlı davranarak erkenden bu yola atıldım. O zamanki kendime tekrardan dönsem herhalde yine de yayınlardım bu kitabı. Çünkü karakterlerim olsun onun dışında kurgum olsun hepsi sağlam ve içimde hissederek kurguladığım bir kitaptı. Ve ben tekrar dönmeden önce sadece giriş ve 1. bölümü yayınlıyorum diğer bölümleri ise en baştan düzenleyeceğim. Aslında bana kalsa 1. bölümü de düzenlerdim ama o bölümde gerçekten her şeyi hissederek yazdığımı fark ettim aceleye gelmeden ve bilirsiniz ki her şeyin ilki başkadır. Orada da acemiliklerim olsa da ilk kurgum ve ilk bölümüm olduğu için aklımla değil kalbimle hareket ederek kaldırmıyorum. Bundan sonraki bölümlerde görüşmek üzere. Umarım en kısa sürede yolculuğuma devam ederim. Kendim için dileğim bu ve diğer tüm güzel dileklerimi size adıyorum. Hepiniz sağlıkla kalın.❤️

Tugbaccn

Peki minnoş yazarcigim bölüm ne zaman gelir acaba öğrenebilirmiyim

beella_sii

@ Tugbaccn  biliyorum bu sefer baya bir vakit uzak kaldık hepinizden özür diliyorum ama elimden gelse bölümü her şekilde bitirirdim şu anda reel hayatımda büyük bir yoğunluktayım o yüzden vaktim çok az yine de en kısa sürede bölümü yazıp yayınlamaya çalışacağım güllerim ❤
Reply

beella_sii

Göçmen Kızı 7. Bölüm Alıntısı:
           "Gidiyor musun?" dedi sakin bir sesle, sırtım ona dönükken. O, bu cümleyi kurarken çok sakindi ama benim içimde fırtınalar kopmuştu; yıkıp geçmişti ruhumu. Kısa bir cümlesi bile bu kadar savurmuşken beni; sabaha kadar konuşsa benimle, eminim tek bir parçam bile kalmazdı bu dünyada...
          Ama benim yıkılmaya değil, iyileşmeye ihtiyacım vardı. Bu yüzden gidiyordum. 
          Ellerimle ceketimin ucunu sesim titremesin diye destek amaçlı sıkarken "Gidiyorum." dedim düz tutmaya çalıştığım bir tonla. Yine de ne kadar başarılı oldum bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum.
          Cümleme karşılık ilk derin, titrek bir nefes çekti içine, göremesem bile hissettim. Çünkü ne zaman nefes alsa, hep titrek olurdu o içine çekişi. Sonra konuştu, yine savurdu beni. "Mutlu olacak mısın peki?" diye sordu, sanki mutlu olmamı umut edermiş gibi.
          Her zaman ki gibi sorusu beklediğim bir soru değildi ama zaten Efe hiçbir zaman beklediğim şeyler yapmamıştı ki. Beni izlediğini düşünerek yavaşça başımı salladım ve, "Olacağım." dedim 'bunun için çabalayacağım' der gibi kendimden emin bir şekilde.
          Cümlemden sonra uzun bir sessizlik oldu ikimizin arasında.. Ve devam eden bu tehlikeli sessizlik olmaması gereken şeylere sebep olacakmış gibi bir his çökerken yüreğime, hissin gerçekleşmemesi için hızla taksiye doğru ilerlemeye başlacaktım ki, Miraç'ın sesi durdurdu yine beni. Ama o da duruyum diye kurmamıştı bu cümleyi, konuşunca anladım. Bizim hiç başlamamış olan hikâyemizin boş sayfalarının dolmayacağını belirtmek üzere noktalamak için kurmuştu. Ve işte o ilk ve son noktanın kalbinde de şu cümle gizliydi;
          "Mutlu olacaksan git. Çünkü bu adaletsiz dünya, gülüşlerini borçlu sana. Ben bana olan mutluluk borcunu da sana vermeye razıyım; sen mutlu ol yeter bu Göçmen Kızı... Gül, yeter."
          

Tugbaccn

@ Fantastik1bayan  üzüldüm bunlar kavuşsun ya
Reply

Eylemslibraryy

@ Fantastik1bayan  ayy ayy❤️
Reply

beella_sii

Herkese merhaba. Aslında aklımda bu hafta bölüm atmak vardı, ama hasta olmayı hiç plan etmemiştim. Günlerdir hastalıkla uğraşıyorum ve beni ayakta tutan şey sadece iğne. Onun dışında tek işim yatmak. Bir an önce bu hastalıktan kurtulmak istiyorum. İyileşmeye başladığım an hiçbirinizi bekletmeden bölümü bitirip atacağım. Umarım hepinizin sağlığı ve huzuru yerindedir. Ayrıyetten hepinize günaydın, güzel günler diliyorum herkese. ❤

beella_sii

@ eylemyildizlii  Teşekkür ederim bebeğim ❤
Reply

Eylemslibraryy

@ Fantastik1bayan  geçmiş olsun canımın içi ❤️
Reply

beella_sii

Göçmen Kızı 5. Bölüm Alıntısı:
          
           Efsunkâr elaları, benim yeşil gözlerime öyle dikkatli baktı ki, sanki gözlerimde yapacağı bir yolculuk varmış, ve tüm zamanını bu yolcuğa harcamaktan bir an olsun bile gocunmayacakmış gibi hissettim. 
          
          Yapacağı yolculukta ne vardı bilmiyorum; ama bir okyanusun içindeyse bu yolculuk, o okyanusta boğulabilir, ateşteyse güzelliğini önemsemeden yanabilir, topraktaysa o toprağı kendine mezar yapabilir, gibi büyük bir ciddiyetle bakıyordu gözlerimin içine. 
          
          Kanımda dolanan alkolün etkisiyle istemeden yüzüne bakarak sırtımaya başladım."Hım?" 
          
          Beni daha fazla kendine çekince yüzlerimizin arasındaki mesafe öyle bir daraldı ki, onun sıcak nefesi benim dudaklarıma; benim sıcak nefesim onun dudaklarına temas etmeye başladı. 
          
          Kısılan gözlerini ilk dolgun dudaklarıma dokundurdu, ama çok fazla oyalanmadan tekrar gözlerime tırmandırdı. Şu an benim hakkımda ne düşünüyordu bilmiyorum ama, karşısında tam bir mala benzediğime adımın Alçin Mavi olduğu kadar emindim. 
          
          Bir süre sonra konuşmak için dudaklarını araladığında, sıcak nefesi beni tümden etkisi altına aldı, ve kanımdaki alkol yüzünden değil; onun nefesindeki uyuşturucu his yüzünden tümden sarhoş oldum. Tam şu anda kanımda alkol değil, onun sıcak nefesi dolaşıyordu. 
          
          "Seninle şu an burada olmam çok yanlış; ama sanki senin yanındayken bütün doğrular yeryüzünden siliniyor... Bir tek sen, bu yeryüzünün doğrusu kabul ediliyorsun, herkes için; en çok da benim için."
          

beella_sii

Göçmen Kızı 4. bölümden alıntı:
          
          Keşke gözlerimi aralayabilseydim ve yine mavilerinde kaybolsaydım. Kalbimdeki gökyüzünde uçamıyordum belki; ama onun mavilerindeki denizde boğulmak isterdim. Yaralı yaralı ecelimi beklemek yerine, onda boğulmak çok isterdim. 
          
          "Sensin biliyorum baba. Çünkü yine anladın beni, acılarımı gördün ve onları bir bir yok etmek için saçlarımı okşuyorsun. Böyle söylerdin ya bana hep," Konuşurken boğazım parçalanacakmış gibi hissediyordum ama umursamadım bunu. Sağ tarafım yavaşca çökerken, varlılığının dibime kadar geldiğini anladım. Bir yandan hâlâ parmaklarının hareketini saç diplerimde hissederken, ellerimi zar zor onun ellerine götürdüm ve benim avucuma sığmadığı hâlde sarmalamaya çalıştım. Ama o beni yine anladı ve bana bırakmadan kendi avucuna elimi yerleştirerek kenetledi birbirlerine.
          
          Terliyordum, acı çekiyordum ve yavaş yavaş bilincimi kaybediyordum. Gözlerimin üstündeki, onları aralayamamam için çabalayan bir baskı varken, bir de bedenim hareket yetkimi kısıtlamaya başlamıştı ve ben bu sebeplerden dolayı korkmaya başladım. Ya onun sesini, rüya gördüğümü, onun gerçek olmadığını bilsem bile yine de duyamazsam ne yapardım? 
          
          Şu an tek bir nefesim, tek bir gücüm olsa da dahi onun için harcamaktan çekinmeyecektim. Zorlayarak elini tüm gücümle sıktım ve, "Gitmeden son kez bana bir şey söyler misin baba?" dedim yalvarır gibi. 
          
          Bu yalvarış: Sonbaharda, yaprağın ağaçtan ayrılmadan önceki feryadı gibiydi. Çünkü o da biliyordu, dalından kopunca bir daha tekrar bağlanamayacak ona; kuruyup gidecek tek başına. 
          
          Onun elinin belime, beni incitmekten çekinir gibi naifçe sarıldığını, ardından yanağımdaysa küçük bir busesini hissettim. 
          
          Son olarak cümleleri kulağıma zorlukla ulaşırken, yine de yıllar sonra bir şekilde benimle konuştuğunu bilmek, ondan ayrılmadan önce yüzümde küçük bir tebessüme sebebiyet vermişti. "Ben de seni çok özledim," O, derin bir nefes aldı; bense bilincim açık son nefesimi, ondan duyduğum iki kelimeyle verdim. "Göçmen kızı,"

beella_sii

3. Bölümden kısa bir alıntı:
          
          Ben sana, benim için senin kim olduğu söyleyeyim mi?" dedim, gözlerimdeki kini ona göstermekten çekinmeden. 
          
          Benim yüzümü görmek istemeyen kendisiydi. Şimdi böyle yüzsüz gibi üste çıkmasına, benim gururumu hiçe saymasına izin vermeyecektim. Çehresi hiçbir duyguyu barındırmazken, gözleri de ona uyum sağlamaya yemin etmiş gibi bana bakıyordu. 
          
          Başımı dikleştirdim ve söyleceklerimin onda nasıl bir etki bırakacağını umursamadan, "Hiçsin! Bana söylediklerini belki başkası söylese ona çok kırıldım; ama hani demiştin bana: "Bir daha çıkma karşıma." diye... Senin benliğin, benim için hiçliği ifade ediyorken, nereden geldi bu cümleyi bana söylebilme özgüvenin, bilmiyorum." dedim.
          
          Ben sertçe cümlelerimi sıralarken, gözlerine kısacık çöken kırgınlığın, aslında gelip geçmiş gibi gözükse bile ruhuna bir çizik attığımı biliyordum. Çünkü çok yaşadım bunu, böyle sözlerin altında çok ezildi benimliğim; ama kalkmayı yine başardım, bir harabeye dönsem bile hâlâ yaşıyordum. O da yapsındı, insanları kırarken onlarda nasıl izler bıraktığını düşünmüyorsa, anlasındı ne kadar acıttığını. 
          
          Bir kalpsiz  gibi sert bakışlarımı ve mesafemi belli ederken, yüzüme soğuk bir gülümseme yayıldı. 
          
          Ve masadan kalkıp gitmeden önce son kez şunları söyledim Miraç'a: "O yapmamamız gereken şeyleri söylerken, kendini onları yaparken bulmazsın umarım. Yoksa sonra o yüzünü görmek istemediği- pardon uyarıda bulunduğun insanlar; senin bırak yüzüne, nefesine bile katlanamayabilir. Kendini asla üstün görme, çünkü hiç beklemediğin anda yıkılırsan bu sefer o yıkıldığından yerden kalkman için el uzatanın bile olmaz, benden sana bir dost tavsiyesi. "