lia

Ansızın kaybolacağım hayatından 

Güzel şeyler düşün. Delirme. Kimse duymaz çünkü bu gürültüde.

"farklı sonlar yazdım ikimize güzelliğim. hiçbirinde ben yokum, istediğin gibi"

"Beni Lousa ile görmüştü. Benim bildiğim gibi o da Lousa'nın bana olan ilgisini biliyordu. Sinirlendi çünkü kıskandı. Beni sınıftan çıkartmak istedi çünkü dayanamadı. Ve gitti çünkü kalırsa sınıfa hademe değil o gelirdi. Eğer gelseydi, iyi şeyler olmazdı. Tanrım, neler olmuştu böyle yirmi dakika içerisinde!"
            
            

Bildiğim tüm doğruları bir gece de öldürüp 
            Gelmek isterdim 

Kapatıp ışıkları bir yere saklanıp 
            Hala kalbimdeki yanan ateşi söndürüp 

"mark, burada ne kadar gerçek duruyorsam, yedi numaralı odadaki kadın da öyleydi. Onunla konuştum. Bunu biliyorsun!"
            
            "Bana ondan söz ettin, evet"
            
            "Bu inanılmaz, onun üç gün boyunca odada... Dur biraz! Bana ondan söz ettin de ne demek?"
            
            "Dediğim gibi. Bana ondan söz ettin. Onu görmedim"
            
            "Ama bana inanıyorsun, değil mi?"
            
            Mark yanıt vermekte bir an tereddüt etti ve bu an Ellen için yeterinde uzundu 
            
            "İnanamıyorum!"

"bir kadına, geçmişteki çocukluğuna kaçmasına neden olacak kadar kötü davranmaktan çekinmeyen bir adamdı."

"Onu bir şekilde yok etmem gerek. Ama nasıl? Arkamdakinin yok olması için ne yapmam gerek? Onun yok olmasını mı istemeliyim? Hokus pokus mu demeliyim? Lütfen, lütfen, sevgili bilinçaltım, bırak, şimdi uyanayım. Yeterince eğlendin, ama artık istemiyorum. Lütfen uyanmamı sağla!"

"Burayı ben doldurmayacağım, oran her daim bir başkasını bekliyor olacak."

İnsanlar, uğraşmak istemedikleri şeylere yükmüş gibi davranırlar.

"ya çekilecek çile değildim (ki insanlar dertlerden nefret ederdi, kocaman bir dert gibi hissediyordum. Kendimden nefret ediyordum) ya da gerçekten hak etmiyordum"

"Olmayacak, olamayacak bir şey uğruna tüm canımı vermiştim. En sonunda ölürken bile dudaklarımdan onun isminin fısıltısı ıslak yanaklarımda dolanıyordu. Parmakları gibi hissettiriyordu o narin ismi. Sonra boğazıma sarıldı o fısıltılı parmak uçları, nefessizliğimde bile huzurluydum o bunu hiç fark edememişti"