begonvilry

"Sizin alınız al inandım
          	Sizin morunuz mor inandım 
          	Tanrınız büyük amenna 
          	Şiiriniz adamakıllı şiir 
          	Dumanı da caba 
          	Bütün ağaçlarla uyuşmuşum 
          	Kalabalık ha olmuş ha olmamış 
          	Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
          	Ama sokaklar şöyleymiş
          	Ağaçlar böyleyimiş 
          	Ama sizin adınız ne
          	Benim dengemi bozmayınız 
          	Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
          	Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı 
          	Yangelmişim diz boyu sulara 
          	Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
          	Hiçbirinizle dövüşemem
          	Benim bir gizli bildiğim var
          	Sizin alınız al inandım 
          	Morunuz mor inandım 
          	Ben tam kendime göre 
          	Ben tam dünyaya göre 
          	Ama sizin adınız ne 
          	Benim dengemi bozmayınız."

begonvilry

"Sizin alınız al inandım
          Sizin morunuz mor inandım 
          Tanrınız büyük amenna 
          Şiiriniz adamakıllı şiir 
          Dumanı da caba 
          Bütün ağaçlarla uyuşmuşum 
          Kalabalık ha olmuş ha olmamış 
          Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
          Ama sokaklar şöyleymiş
          Ağaçlar böyleyimiş 
          Ama sizin adınız ne
          Benim dengemi bozmayınız 
          Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
          Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı 
          Yangelmişim diz boyu sulara 
          Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
          Hiçbirinizle dövüşemem
          Benim bir gizli bildiğim var
          Sizin alınız al inandım 
          Morunuz mor inandım 
          Ben tam kendime göre 
          Ben tam dünyaya göre 
          Ama sizin adınız ne 
          Benim dengemi bozmayınız."

begonvilry

" 'Şu zavallı kalplerin kahrolası duygusallığı! Ah, bu sefil ve duygusal ruhların rezilliği, aptallığı,ahmaklığı! Nasıl anlamaz,insan bunun nesini anlamaz?' 
          Ancak tam bu noktada büyük bir kafa karışıklığıyla duraklıyordum."

begonvilry

"Bir şekilde bende her şeyle birlikte dağılıyormuşum gibi hissettim.
          
          Bazen kulağımda bir parçalanma sesi işitiyordum. Bir şey düşmüş ve ben onu tutmak için peşinden atılmış ama kırılan parçaların üzerine düşmekten öteye gidememiştim. Şimdiyse o parçalar etime batıyor,beni lime lime ediyordu.
          
          Partilerden hoşlanmaman umurlarında değil, kimse senden bu yüzden hoşlanmayacak,kimse sessizliğini anlamayacak; kimse içinde kopan fırtınaları,omzunda eksik olan eli, buz tutmuş kalbini, gölgelerden saklanmak istediğini, yatağın altına süpürdüğün ağlama seslerini duymayacak. Herkes,her zaman bekleyecek. Ve seni çok sevdiğini iddia edecek bu insanlar,senin için ne kadar acı çektiklerinden bahsedecekler, aslında hep kafalarında kurdukları bambaşka bir seni beslemeye devam ederken. Sana dans etmeyi sevdiren kişi olma ihtimalini sevecekler,senin içinde sakladığını düşündükleri kahkahayı dudaklarına ulaştırabilme ihtimalini. Sende sevdikleri şey bile hep kendileriyle ilgili olacak. Gülümseyemediğini fark ettiklerinde,dans edemediğinde ve ayaklarına bastığında ilk seni suçlayacaklar, sevilmeyi bilmediğinde zaten sevilmeyi hak etmediğini söyleyecekler ve sen onca zaman onları incitmemek için kendini yaralarken onlar,bir gün seni terk edip giderken iki kez düşünmeyecekler. Hep terk ettiler,her zaman terk edecekler. Ana sen her zaman kötü olmaya devam edeceksin. Seni bir çamur gibi işleyemediklerini fark ettiklerinde ellerini kirlettiğin için hesabını senden soracaklar. Sen hiç sevilmemiş olacaksın, sevmenin ne demek olduğunu hiçbir zaman anlamayacaksın."

begonvilry

" 'Hayat, tıpkı bu rugan iskarpinlere ne kadar benziyor.' dedi
          'Tıpkı bunlar gibi biz de günler geçtikçe aşınmaya,bir tarafa kaykılmaya,çirkinleşmeye ve nihayet işe yaramamaya başlayacağız.' 
          Hepsi güzeldi fakat bütün günü dolduran bu eğlendirici işlerin içinde insan boşluk hissi duymaktan kurtulamıyordu. Bir şey eksik gibiydi, hayatın bütün ömrünce işlemeyen bir yeri varmış gibiydi." 

begonvilry

"Daha dokunmadan kurudu İrem
          Çöllere bir türlü yağamıyorum
          Yeni bir koşunun başlangıcında
          Biraz deprem sonrası
          Biraz şehir hülyası
          Bir kalp yangınından geriye kalan
          Siyah gözlerine beni de götür
          Artık bu yerlere sığamıyorum.
          
          Pembe uçurtmalar yolladığından beri
          Sarardı tiryaki menekşeleri
          Sonbaharın tozlu kafeslerinde
          Sevgi turnaları yakalıyorum
          Turnalar gidiyor; ben kalıyorum
          Avareyim, asudeyim, yorgunum
          Bilmiyorum neden sana vurgunum
          Erzurum garında banklar üstünde
          Uyku tutmuyor karanlıkları
          Yitik düşlerimi kovalıyorum
          Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum. 

begonvilry

Ey Monaliza’nın kıskandığı el
            Belki de o eski sinemalarda hâlâ bir Çin filmi oynamaktadır
            Çifte minareler mum ışığında sonsuzluğa geçit aramaktadır
            Küskün çivileri yakutiyenin
            Yine sessiz sessiz ağlamaktadır.
            Issızlığa kurşun sıkan tabyalar
            Başına karalar bağlamaktadır
            
            Abdurrahman gazi yokuşlarında
            Ne Mecnun ve Kerem, Leyla ve Aslı
            Ne de Çin filminden kalan görüntü
            Alevli bir köpük sadece dünya
            Erzurum garına banklar üzerine dönüyorum çıplak ayaklarımla
            Yine kuşlar, yine rüzgâr ve yağmur
            Zavallı gözlerim kırmızı, mahmur
            Unutuyor sevda resimlerini
            
            Ey Monaliza’nın kıskandığı el
            O eşsiz, ebedi sıladan mahrum etme
            Şarkıları sana bırakıyorum..."
Reply

begonvilry

Erzurum garından ayrılıyorum …
            Banklar mütereddit bakıyor ardım sıra.
            Abdurrahman gazi yokuşlarında Mecnun’la, Kerem’le buluşucaz
            Bu çaresiz derdi konuşucaz
            Yollar kıvrım kıvrım, çetin ve uzun
            Dağlar melankoli,
            Dereler hüzün,
            Takvimleri görmek istemiyorum,
            Karanlığa dönmek istemiyorum,
            
            Ey Monaliza’nın kıskandığı el,
            Bu kar yığınları cehennemden mi,
            Bu sokaklar mahşerden mi geliyor?
            Gürcü kapı ihtirası bilmezdi.
            Altın kalpli zambakların filizlendiği taş mağazalar,
            İlmek ilmek bileklerine geçirmezdi.
            Nefret organlarını
            Nerde dadaşın gür bıyıkları
            Aziziye neden böyle derbeder
            Solan renkler kimin kaldırımlarda?
            “Ya bu Erzurum Erzurum değil,
            Ya ben başkasıyım bu Erzurum da ”
Reply

begonvilry

Bu kaçıncı bekleyiş trenlerin ardından,
            Bin pare olduğum kaçıncı bozgun?
            Bir gün bu esrarlı hikâye biter,
            Erzurum garında banklar üstünde kalem bana kızgın
            Kitaplar kızgın,
            Hasret katar katar uzayıp gider...
            İçimde bir figan, düdük sesi
            Her vagon efkarlı bir uzun hava
            Göçmen kuşlar hâlâ dönmedi geri
            Kurumuş evlerin karanfilleri
            
            Ey Monaliza’nın kıskandığı el
            Sihrine bir defa dokunmak için
            Hep aynı şarkıyı söyleyip durdum
            Başımı umutsuz taşlara vurdum,
            Vermedin bir siyah fotoğrafını
            Ya da bir hatıra parmaklarından
            “Beni bir kaygısız Neron mu sandın
            Hangi düşmanımın sözüne kandın.”
            Götür senin olsun bütün ihtişam ,
            Gece mahkûmuna kalır mı akşam?
Reply

begonvilry

"Sen İstinye'de bekle ben buradayım
          İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım.
          Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
          Çünkü ben burdayım, karanlıktayım.
          
          Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor,
          Şarabım bütün ekşi suyum soğuk 
          Yanımda olmadın mı seni seviyorum 
          Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git.
          
          Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
          Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç 
          Karanlık adamlar hüviyetini sordu mu
          Ben senin olmadığını arıyorum 
          Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git.
          
          Yabancı gibisin, miyop gözlerin kısık 
          Bana ait ne varsa seni korkutuyor 
          Sana ait ne varsa hiçbiri benim değil 
          Belki ölmek hakkımı kullanıyorum.
          Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git." 

__ayseeaa__

sevdim seni bir kere
          başkasını sevemem
          deli diyorlar bana
          desinler değişemem
          ♡

__ayseeaa__

@begonvilry  canım münzevim ʕ⁠っ⁠•⁠ᴥ⁠•⁠ʔ⁠っ
Reply

begonvilry

@ __ayseeaa__  "Benim bu evlere düşkünlüğüm sizin  yüzünüzden. 
            Şiirlerim bu yüzden aşklara, aşklara doğru.
            Nasıl hazırlanırım sizin gecenize gündüzden
            Siz olmasanız ekmekler sular ne olurdu?" 
Reply

begonvilry

"Eylül'dü.
          İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
          Şimdi yoktu bir anlamı suskunluğun.
          Çırılçıplak kalakaldım sessizliğin orta yerinde.
          Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında 
          Yürüdüm bir zaman
          En çok sesini aradım.
          Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
          Gözlerini sildi zaman.
          Dedim ya... Eylül'dü.
          Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin..."
          
          10/09/20

begonvilry

"Yiğit harmanları, yığınaklar,
          Kurulmuş çetin dağlarında vatanların. 
          Dize getirilmiş haydutlar,
          Hayınlar,amana gelmiş,
          Yetim hakkı sorulmuş,
          Hesap görülmüş,
          Demdir bu...
          
          Demdir,
          Derya dibinde yangınlar.
          Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
          Uçmuş bir kuş tüyü hafifliğinde
          Çelik kadavrası korugan'ların.
          Ölünmüş canım, Ölünmüş.
          Murad alınmış.
          
          Gelgelelim,
          Beter bize kısmetmiş.
          Ölüm böyle altı okka koymaz adama,
          Susmak ve beklemek, müthiş
          Genciz,namlu gibi 
          Ve çatal yürek,
          Barışa,bayrama hasret 
          Uykulara,derin, kaygısız, rahat.
          Otuziki dişimizle gülmeğe 
          Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
          Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
          Asıl bizim aramızda güzeldir hasret
          Ve asıl biz biliriz kederi.
          
          İçim bir suskunsa tekin mi ola?
          O malta bıçağı kınsız, uyanık 
          Ve genç bir mısradır
          Filinta endam...
          Neden, neden alnındaki yıkkınlık
          Bakışlarındaki öldüren buğu?
          Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
          Nasıl da almış aklımı,
          Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan.
          Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
          Kınanmak yiğit başına 
          Bu ne ayıp,ne de yasak. 
          Öylece bir gerçek,kendi halinde
          Belki yaşamama sebep. 
          
          Evet, ağlamaklı oluyorum,demdir bu. 
          Hani kurşun sıksan geçmez geceden,
          Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık.
          Ve zehir -zıkkım cigaram 
          Gene bir cehennem var yastığımda
          Gel artık..." 
          
          10/09/2020