belirsizmavi

ilk kez gece çok sessiz.

belirsizmavi

kimsesizliği biliyorum, kimsesizliği. idrak etmek değil, hissetmesi tüm duygu histerlerini de kırıp döküyor. ne saçma, ne acı, ne zavallı. inanıyor musun herkesin sahip olduğu kimselere? hâlâ dediğiniz dört duvar aileleri içinde mutlu musunuz sahiden? kimsesizliktendir, sevgisizliktendir, eksikliktendir, yüreğindendir. ne bu böyle süzülüyor yerlere acısı? ince ince değil, oluk oluk kanıyor için. için kanıyor da hâlâ nasıl gülümsüyor dudakların? nasıl asabiliyorsun o gülümsemeyi dudaklarının uçlarına? oysa ki orada hüzün bahçelerinin çiçekleri yetişiyor, birilerine değdiği vakit onlara da vaat edecek ihtişamlı çiçekleri var. kolların ne kadar da aciz senin böyle, hiç mi sarmadılar seni kollarından? kemiğine sinmiş kamburun var sırtında, hiç mi sırtın sıvazlanmadı? gözlerine bak, sanki tüm ölümleri görmüş kadar kederli bakıyor. söyle sana ne yaptılar? aldığın soluğun varlığı bile hissedilmiyor buralarda; söyle seni kim böyle değersiz hissettirdi de varlığında yokluğunu hissettirebilmeyi başardın? parmak uçlarına bak, yara bere içindeler üstelik hâlâ kuru kan dolu üzerleri, yine kanayacak gibiler. niye dindirmiyorsun yaranı? niye çekip kurtarmıyorsun ruhunu? nasıl yaşıyorsun bu hüzünle sen? saçların kırıklar dolu, üstelik kıpkısa ve karışık lüleleri. kafan da karışık mı? sûretin, minicik. minicik sûrete nasıl sığdırdın böylesine acıyı? ne hacet sana gülümsemek? demediler mi sana hiç: gülümseme, çirkin.

belirsizmavi

ne demek bütün suçu sevgi görmemiş olmaya atıyorsun? iyi de herkes sevgi görecek diye bir şart yok ortada. kimsesizlikten mi? iyi de herkes kimsesiz değil mi senin gibi? sen daha çok olduğunu savunuyorsun yine, gitsene bir yetim yurduna sen. ölen bir kedi başında mı ağlıyorsun? ne zaman bu kadar yufka yüreğe dönmüşsün görmeyeli seni. çiçek mi yetiştiriyorsun camın kenarında? hadi güldürme beni, sen sevgi veremezsin çiçeğe, çiçekler ölürler. niye mi? e belli zaten, sevgi görmedin ve bildiklerin kitaplarda ki kadar, bu seni ne kadar idare edecek ki? o çiçek yaşadığı vakit yaşa bari, öldüğünde de öl. bir şeyin vebali kalmasın en azından ruhunun sırtında taşıdığın yükte. öl artık demiştim ya, çiçek yaşadığı kadar yaşa diyorum şimdi. o çiçeği ölülere veriyorlar, sen de mi öldün? bilmiyor muydun? yapma be, yemişler seni fena. bir de yanına gidince gülümse karanfil çiçeğine, o hiç ölü gülümsemesi görmemiştir. öp bir de, dudakların değsin yapraklarına belki ölümün ölüme değer de yaşam getirir. 
Reply

belirsizmavi

biraz dinlenmek gerek, niye uyuyamıyorsun? tüm kemiklerin kırık gibi mi hissediyorsun? bir de ruhuna baksana, paramparça kırmışlar oraları. göğüs kafesinde sancı mı var? nefes alıyor olmanın verdiği sancıdır o.  ne demek elinde keskin bir bıçak var? bıraksana onu, niye tutuyorsun kalbinin üzerine. ölüm öyle gelmez insana, aptallık ediyorsun kimse kalbinden bıçaklayamaz kendisini, çok acır. deli cesaretin mi var? kalbinin üzerine kanıyor. öpsene kendi kalbinin üstünü, çok acıyormuş ya orası. ne demek herkese yaptığın iyiliği kendine gelince elinin tersiyle itiyorsun, en büyük acımasızlığın olmalı bu. sancıyorsun sanki, birini mi anımsadı yine kafan? ah, güldürme beni yine, o acımasız değildi bile. ağır mı? acısıdır o. taşı biraz daha n'olcak? kanlar mı çoğalmış? ölürsün inşallah diyeyim, zira kıvranıyorsun acıyla. onu mu özledin? iyi de kim o? kim sana iyi davrandı senden çok? halisülasyon mu kurdun kafanın içinde? kafayı yiyorsun sanki, ölsene artık. 
Reply

belirsizmavi

nasıl da dizlerin yara bere içinde, hangi acı düşürdü de dizlerini parçalara böldü? ruhunda da var mı paramparça yaralar? insanlara niçin sarılıyor aciz kolların? kimse sarmadı seni diye mi? yara bere parmak uçların niçin başkalarının gözyaşlarına uzanıyor? kimse seninkilere uzanmadı diye mi? yoksa seni ağlarken görmediler mi? niçin herkesin yanında olmaya çalışıyorsun sen? seni öldüren acıda kıvranıyorken kimse biraz durmadı diye mi? ne hacet ısrarın birilerinin sana yapmadıklarını birilerine yapmak? iyi biri mi olmak yegâne amacın? birilerine yetişmek için çabalarken kendinden yitiyorsun. kalbinin yerini hatırlıyor musun? üzerinde ki kesiğe de irislerini veçheliyor musun hiç? canın sahiden mi acıyor? güldürme beni, kimin acımıyor? neyle senin derdin? hayat mı? insanlar mı? olanlar mı? yazgı mı? kül kokuyorsun, genzin yanmıyor mu? kafanın içinde okyanuslar varmış, kafanın içinde idam sehpası varmış, kafanın içinde uçurumlar varmış, kafanın içinde ölüm varmış. ölümlerin toprağından artemisler çıkmış, görebiliyorum; birazdan da sana seyir eder mavi kelebeklerin veçhesi. bilakis, bir sonra ki kimsesiz ölü sensin. kanat çırpıyorlar kafanın içinde yaşamaya başlayan mavi kelebekler, kanatlarından öpsene onların. kanatlarında derin yaralar var görebiliyorum. öp de onlara çiçekler bahşetsin, vaat etsin hüzünün çiçeklerini. göz kapakların mı ağrıyor?
Reply

belirsizmavi

serçe olmak istiyorum, minik bir serçe kuşu. ne kelebek ne balık, serçe olayım istiyorum. ne tek günde öleyim ne de hissiz olayım, yalnızca acılarım yüreğime sığmadığında ağlayayım, gözyaşları içinde öleyim. acısın ama çok acıdığında da ölebileyim istiyorum yalnızca. bu kadar-

belirsizmavi

-günleri belirsiz defterimden-
Reply

belirsizmavi

eğer bir gün olur da bu yazı eline düşerse, o biliyor ne yaptığını. ailemi yazmadım, yazmıyorum, yazmayacağım da zira bana nefes vermek beni yaşatmak değildir, bunu çok iyi biliyorum.

belirsizmavi

ben felsefe okumak, birileri dedi diye değil, kendine ait bir etik anlayışıyla yaşamak; evlenmek ama evlat edinmek, canım istediğince gülümseyebilmek, ağladığımda sorgusuz birilerine sarılmak, birilerine örnek olacağım diye, mükemmel olacağım diye kendimi harcamak yerine kusurlarımla baş edebilmek, ben istediğimi istediğimce dillendirebilmek, ben yargılanmamak, ben sevilmek, ben kendimi sevebilmek istiyorum. iyiliği birileri bana öğretti diye değil, içimde var diye yapabilmek istiyorum. ben birilerinin omuzlarına sorumluluk yüklemek istemiyorum. birileri bana byun değil, baekhyun desin istiyorum. ben unutmamak, unutulmamak, silinmemek, kalmak, gitmemek istiyorum. öldüğümde birilerinin aklında bir, iki gün değil; on beş dakika değil, bir ömür kalmak istiyorum. kalp kırmaktan kaçınmak istiyorum. bir doktor için bir kadavra değil, bir hayat kurtaran olmak istiyorum. iyi bir insan olmak istiyorum.
Reply

belirsizmavi

şu hayatta en yüksek müessese benim için ailedir, belki çok yaralandım ama aileden ötesine de bakamadım hiç. yandım, kavruldum ama ne öğrendimse ailemden öğrendim. ağlamaktan bitap düştüm kimi zaman, kahramanlarım gözümün önünde çatırdadı ama ailemdi, ailenin kötü olduğunu kabullenemezsin ki.
          
          çok yaralar aldım aileden, anlatamam, gerçekten anlatamam, kalbim kül oldu ama aile sözcüğü çok büyük bir yerde benim için. yangın yeri yapar yüreğini, seni büyüten acı ya aileden ya ölümden gelir, aile her şeydir, en büyük kalp yarasıdır ama bir kalbinin olma sebebidir. mahveder, nefret edersin içten ama sevgiye olan açlık öylesine tuhaf bir şeydir ki ancak aile sevgisiyle doyar. ben hiç doyamadım.