belkiyazipcikicam

Merhaba, biraz mahcup geldim. Hayatımın daha önce hiç geçmediğim bir döneminden geçip hiç hissetmediğim, tamamen yabancısı olduğum ama oturup üzerine sayfalarca yazdığım hislerle tanışıyorum. 
          	Benim için düşündüğümden zor oldu tüm bu süreç. Yoksa sizi bu kadar bekletmezdim, sadece sizi değil Nil’le Tuna’ya da kıyamaz bekletemezdim. Güzel şeyler birden bire oldu ve ben olan şeyin güzel bir şey olduğunu bile yeni anlıyorum. Haliyle çok bocaladım. 
          	Zor ve tarafımca zorlaştırılmış bir duygular yüzünden böyle oldu. 
          	Halihazırda finale çok az kalmışken insan biraz daha bekleseymiş ya demiyor değil.
          	Ama dönüyoruz❤️ Bu haftanın sonuna kadar yeni bölümle yine evinize konuk olmaya talibiz
          	
          	—-Normal şartlarda, şartlar hiçbir zaman normal olmaz, bunu Tuna’yla Nil hep söyler, Zaman Çizgisi de başlamış olmalıydı. Ona da bir ayar çekeceğim mutlaka
          	
          	—-Mesajlarınız, desteğiniz ve sabrınız için çok teşekkür ederim, sizi çok seviyorum ❤️
          	

RukySeker

❤️❤️❤️❤️❤️
Reply

belkiyazipcikicam

Merhaba, biraz mahcup geldim. Hayatımın daha önce hiç geçmediğim bir döneminden geçip hiç hissetmediğim, tamamen yabancısı olduğum ama oturup üzerine sayfalarca yazdığım hislerle tanışıyorum. 
          Benim için düşündüğümden zor oldu tüm bu süreç. Yoksa sizi bu kadar bekletmezdim, sadece sizi değil Nil’le Tuna’ya da kıyamaz bekletemezdim. Güzel şeyler birden bire oldu ve ben olan şeyin güzel bir şey olduğunu bile yeni anlıyorum. Haliyle çok bocaladım. 
          Zor ve tarafımca zorlaştırılmış bir duygular yüzünden böyle oldu. 
          Halihazırda finale çok az kalmışken insan biraz daha bekleseymiş ya demiyor değil.
          Ama dönüyoruz❤️ Bu haftanın sonuna kadar yeni bölümle yine evinize konuk olmaya talibiz
          
          —-Normal şartlarda, şartlar hiçbir zaman normal olmaz, bunu Tuna’yla Nil hep söyler, Zaman Çizgisi de başlamış olmalıydı. Ona da bir ayar çekeceğim mutlaka
          
          —-Mesajlarınız, desteğiniz ve sabrınız için çok teşekkür ederim, sizi çok seviyorum ❤️
          

RukySeker

❤️❤️❤️❤️❤️
Reply

belkiyazipcikicam

Yeni bölüm pazar❤️ pazar günü önemli bir sınava gireceğim umarım benim için kutlama bölümü olur, çokça sevgi öpücükler ve kalp

RukySeker

Başarılar canım yazarcim 
Reply

glnr_glgl

@ belkiyazipcikicam  başarılar askimmm güzel güzel yap da kurtul geç 
Reply

belkiyazipcikicam

ALINTI ZAMANI 
          
          Kafamı trabzanlara dayayıp birkaç dakikalığına gözlerimi yumdum.
          Kaç dakika geçtiğini bilmediğim bir süre sonra kapının açılma sesiyle yerimden sıçradım.
          Gelmişti, vakti de beraberinde getirerek.
          Ayağa kalkıp gelinliğimi düzelttim, makyajım ve saçım bozulmuştu ama önemli değildi. Onun gözünde dünyanın en güzel, düğünden kaçan, gelini olduğuma emindim. Koşar adım geldiğini ayak seslerinden anlamıştım. Sonunda nefes nefese köşeyi dönüp bara göz gezdirdi.
          Çakmağı çaktım. Gözleri beni buldu.
          “Nil Nil…” derin bir soluk aldı. Üçlemesini bekledim. “Nil.”
          Eşzamanlı olarak yanan çakmağı yere bıraktım. Alevden ince bir yol oluşurken merdivenleri iniyordum.
          “Ne yapıyorsun?” dedi dehşet içinde. Gözlerini alevlerden alamıyordu. Alevlerse henüz koridorun başındaydı, çok vaktimiz vardı yani.
          “Saat kaç?” diye sordum. Delirmişim gibi bana döndü.
          “Sen ne yapıyorsun?”
          “Saat kaç?”
          Gerçekten delirdiğimi düşünüyor olsa gerek bana bakışları değişmişti. Delirmemiştim, sahip olduğum iyi şeyi korumaya çalışıyordum yalnızca. Çünkü Tuna yokken rastgele seçtiğim bir kitapta okuduğum cümlenin cevabını biliyordum artık.
           İyi bir şeye sahip olup onu yitirmek mi yoksa ona hiç sahip olmamak mı daha iyi? Tuna’yı hiç tanımamayı dilediğim zamanlarda karşıma çıkmıştı bu satır. Düşünmekten kaçınsam da sürekli aklıma gelip zihnimi kurcalıyordu.
          “Çıkmamız lazım!” dedi bana doğru gelirken.
          “Saat…”
          “On bir buçuk!” bağırdığında korkuyla irkildim. Üst kattaki alevlerden daha çok korkutuyordu beni. Bakışlarım onun bakışlarını takip etti. Yangın toplantı odasıyla benim odam arasındaydı.
          “Geleceğini biliyordum yine de daha erken gelebilirdin.” Sitem etmemek elimde değildi. Ona özellikle yeni yıla barımızda girmek istediğimi söylemiştim. Düğünden kaçar kaçmaz buraya gelmesi gerekiyordu.
          “Kusura bakma.” 

belkiyazipcikicam

Bölüm cuma, sizi seviyorum ❤️
          
          “Ben…” dedi sustu.
          “Sen…” dedim kelimelerim tükendi. Sanırım kelimelerin tükenmesi gerekiyordu. Hiçbir kelime ona olan aşkımı anlatamazdı çünkü. Hiçbir kelime içimde taşıdığım umudu ve güveni ifade etmemi sağlayamazdı.
          “Düğüne gitmemiz şart mı?” fısıldıyordu ve fısıltısı bana dünyanın en güzel melodisi gibi geliyordu. Sertçe yutkundum.
          “Hazırlandık o kadar.”
          Düğüne gitmemiz için çok daha iyi sebepler bulabilirdim ama beynim yeterince çalışmıyordu. Hazırlandık deyivermiştim ben de…
          “Çok fazla güzelsin.”
          Dünyanın en güzel Nil’i bendim, Tuna’nın gözleri de sözleri de bunu bas bas bağırıyordu.
          “Sen de çok yakışıklısın.”
          Yeterli değildi ama yetmeliydi. Aramızdaki mesafeyi kapatıp bana sarıldığında gözlerimi yumdum. Keşke biri kameraya çekseydi, zaman sürekli başa sarsaydı, biz her gün bu anı tekrar tekrar yaşasaydık. Ama zaman başa sarmıyor olabildiğince hızlı akıyordu.
          “Çıkalım mı artık?” diye sordum istemeye istemeye.
          “Çıkalım, geç kalacağız yoksa.” Derken alnımdan öptü.
          Elini sıkı sıkıya tuttum. Bu eve ne zaman dönerdik bilmiyordum. Kapıdan çıkmadan dönüp eve iyice baktım. Dönüşü olan bir gidişti, dönüş tarihi belli olmayan. Zihnime iyice kazıdıktan sonra kapıyı kapattım. 
          
          69- KORKU

belkiyazipcikicam

“Tuna sen de tamamlanmış hissediyor musun? Galiba ben kafayı yiyorum.”
          Tek kolunu omzuma atıp bedenlerimiz arasındaki mesafeyi yok etti. Ben de koynundaki yerime yerleşip anın tadını çıkarmaya başladım.
          “Kafayı yiyeli biraz oldu sanki…” dedi muzip bir şekilde. Sertçe göğsüne vurdum. Vurduğum elimi tutup öptü.
          “Durduğum yerden yedim kafayı değil mi? Senin hiç katkın olmadı!”
          “Oldu.” Derken saçlarımı öptü. “Sana ya da aynaya bakarken, her milimde bizi görüyorum. Olduğum insan tamamen senin eserin Nil, sırf bu yüzden bile kendimden nefret etmem çok zor. Ve sana her baktığımda, kurduğun her cümlede kendimden izler görüyorum. Eşsiz bir sanat eserinin kıyısında köşesinde var olmak gibi.”
          Sinirlendirmeyi bildiği gibi sakinleştirmeyi de biliyordu. Çenesine bir öpücük kondurup kulağımın altındaki kalp atışlarına odaklandım. Kalp atışları duyduğum en güzel şeydi.
          Kafamı kaldırıp yüzüne baktım bir süre. Biz kavgalı ya da küs değil miyiz, diye sormak isteyen tarafımı bastırmakta zorlanıyordum. Çok sevdiğim birini kırdıktan sonra o kişinin hiçbir şey olmamış gibi devam etmesi kötüydü.
          “Bana kızgın mısın?” dedim sonunda pes edip.
          “Kızgınım.” Diye cevapladı hiç bekletmeden.
          Ben de onu bekletmedim.
          “Neden? Pasta yüzünden mi?”
          “Pasta yüzünden desem inanacak mısın?” İnanırdım belki… Derin bir nefes çektim içime eşzamanlı olarak başımı iki yana salladım. “Beni çok çaresiz bırakıyorsun. Seni tanımadığımı düşünüyorum bazen.”
          Kalbimin kırıldığını göremesin diye gülümsedim. Neticede beni en iyi tanıyan, beni tek tanıyan, insan o’ydu.
          “Bazen ben de beni tanımadığını düşünüyorum.” Dedim bir itirafı gerçekleştirircesine. “Belki ben tanıması zor bir insanımdır. Matruşka bebekler var ya sürekli içinden yenisi çıkıyor, ben de öyleyimdir. Hem böylesi daha iyi! Sıkılmazsın benden, sürekli yenileniriz.”
          
          68- KASVET❤️