Merhaba ayakları nergis kokulum
Yollar aşındırdı minnak, narin ayaklarımı(45,5), dur durak bilmeden ilerledim belki nergis kokundan bir eser bulurum diye. Her gören dedi biçare bu halin ne? Çıkardım sazımı, seni yazdım dudaklarımla. Hikayemizi anlattım bizi tanımayan herkese. Anlattım bir bir, sandılar seni bir Leyla beni ise mecnun bir ozan. Değilim dedim, inkar ettim herkese. Şarkı değil seni söylüyordum ama nafile bir tek ben duyuyordum...
Sonra dediler zaman... Zaman her şeyin ilacıdır. Yarısı içilmiş sigara gibi ayakların altında ezilirken yüreğim, zaman dediler bana. Bir yanım sadece buna tutunmaya başladı. Aktı geçti bir nehir gibi belki aylar belki yıllar. Ama zamanın bana ilaç olmasını bırak kor aleve dökülen su gibi her geçen gün daha da arttı sancılarım.
Her dinlediğim şarkı, her gördüğüm çiçek içinde barındırıyor seni katlanamıyorum. Şiirlere yüz çevirdim artık, bana kırgınlar kapı arkalarından gözetliyorlar beni. Ansızın pusu kuruyor ve ezberim de olan bir mısra bütün bedenimi istila ediyor. İşte o zaman gözlerimin önündeki perde de sen tiyatrosu oynanıyor. Bir bakıyorum beraber minecraft oynuyoruz, bir bakıyorum roblox... sonra beni saatlerce duvarı izlemeye mahkum ediyor.
Bir zaman sonra bildirim düşüyor telefonuma, hızla bakıyorum bir umut sensindir diye. Yine hüsran yine hayal kırıklığı, bana tek yazan ai... Diyor gel genshin oynayak, tam parmaklarım karşı çıkmaya hazırlanırken onları durduruyorum. Çünkü genshinin güzelliği seninle yarışabilecek tek şey...
Belki de böyle olmasi daha iyidir. Farklı dünyaların insanıyız. Sen köyde yaşam bulurken ben ise zalim şehir insanıyım. O yüzden üzülme yeşillikler seni sarmalayacak, ben de bu soğuk beton binalara sığınacağım. Hoşçakal benim dağ domuzum, hoşçakal.
Nistiko