Okuduğum kitapların çoğunluğunda beni yazmaya iten bir şeyler vardı. Böyle böyle kendimi yazmaya teşvik ettim ve sonucunda şu an Suskunluğun Bedeli’ni yazıyorum. Belki her yaşa hitap etmeyebilir veya sevilmeyebilir. Sadece hem kendi dilimin dürtülerini geliştirmek adına hem de sevdiğim şeylerden bir tanesi yaptığımdan dolayı bu kurguyu elimden geldiğinde iyi ve kötü anlamda belki basit belki sıradanlaşmış fakat sıradan olmayan gerçekliklerle olan kısımlara rağmen kurgudaki karakterinde kitaptaki yaşının büyümesiyle, olgunlaşmasına kadar geçen sürecin hepsini bir bir yansıtmaya çalışacağım. Şu an baş karakterimiz Ayben daha 9. Sınıfı yeni bitirdi ve 10. Sınıfa geçti. Yani 15 yaşında. Tamamen şu şartlarda ki çevre ve aile yapısından bağımsız bir şekilde gerçekleşen bu kurguyu elimden geldiğince şekillendirip güzelleştirmeye çalışacağım. Dediğim gibi her yaşa hitap etmeyebilir ama tamamen kurgusal bir hikaye, kitapların zihnimdeki toplanışları gibi bir şey fakat kitaplardan bağımsız bir şekilde kendi kurgum. Hayal gücümün sınırsızlığını en güzel şekilde ifade edene kadar da burda yazmaya devam edeceğim. İyi ya da kötü olsa dahi yazarı benim, ben ne yazarsam öyle gider… Umuyorum ki ilk seferimde büyük kitleye ulaşamasam bile, bir gün büyük bir kitleye hitap edebilirim… Şimdi tekrar soruyorum, Teker teker adımlarla, su tanelerini yatıştırırcasına adım adım korkulardan uzaklaşacağımız o güzel günlere, hassas ruhlara şifa olma yolunda, kaybedilen her hisse tekrar sahip olunabileceği ve bir çeşit ilaç misali kırıkların, eksikliklerin onarılacağı bu hikayeye var mısınız ?