Içerek bahçen içinde defne yapraklarıydı gölgen
Hışırtılarla seyrederken üzerlerinde
Eflâtun bir fino peşinde
Loş ve nefti yılanlardı bi görünüp bi yiten…
Sarmaşıklarla sarmaş dolaş
Gece bekçisiydin geceye…
Gündüzleri başka bir ıssızlık
Ihlamur kokularıyla ikindileri
Için geçer olurdu hep…
Vaktaki -yıllar sonra doğacak kızın boyamış olmalı-
Alacalara belenmiş bir tosbağa yavrusu
Dokundu o yaz,sağ ve yalın ayağının başparmağına
Korkudan öleyazdın
O an işte sübyan koğuşundan meşruten tahliye oldun…