kargamagaklamayan

Acıyor, acıttı. Artık kimse umrumda değil, acıttı, ağlayamadım, gösteremedim. Ama şimdi ağlıyorum, ama şimdi gösteriyorum, ama şimdi kaçmıyorum, kabulleniyorum. Her şey bir kenara, artık aklımdaki tek şey o masa. Bu sorun kimsenin konusu değil, bu, tanrıyla benim aramda. Çünkü o masada bir tek tanrı ve ben varız. Ne yapıyorsanız yapın, ister cehheneminizi yaratın ya da cehenneme gidin, ister sahte bir cennet yaratın kendinize; benim umursadığım tek şey tanrı. Yolumda durmayın, yeter. Ve zaten, duracak kadar ilerleyemezsiniz. 

kargamagaklamayan

Tanrı ona karşı çıkan her şeyi şeytan ilan ediyor, haklı olmak değil arkanda kimin olduğu önemli. Savaşamazsın, ama onlar da biliyor, sen şeytan değilsin. Pes de edemezsin, çünkü tanrı baş kaldıranı bir daha içeri almaz, onun kurallarında tekrar cehenneme gideceksin. Yapabileceğin tek şey, kendi cennetini oluşturmak, tanrıdan bağımsız, sadece sen olan. O çitleri olan süslü bahçeden çıktın, şimdi çitsiz, sınırsız bir orman var karşında, oyman gereken, biçmen gereken. Ki eğer hala o süslü bahçede kalırsa gözün, o orman da bir cehennem. İşte o zaman, o çitlerin kalkmasının bir önemi kalmamış olur, çünkü sen cenneti ararken kendi cehennemini yarattın, işte şimdi geri dönüş yok, işte şimdi sen tam olarak bir şeytansın.

kargamagaklamayan

Direndim her şeye. Meğer her şeyin hiçbir anlamı yokmuş. Ama en azından fark ettim ki, olay kırmızı ve mavi hapta değildi, gerçek acıtır, yalan yatıştırır. Ben yalanı bile bile yaşamayı seçtim, çünkü anlamsızlık yokluktur, yokluk hiçliktir. Ben varım.