Mahzun ve mahcup bir vaziyette kalıyor insan gidenin arkasından,
Kalbin bir tarafı kanarken bir tarafı ne gelir ki elden? Diye teslim oluyor.
Nitekim oğlu İbrahim öldüğünde de peygamberimiz "Allah'ın takdirine karşı elden ne gelir, ey Ibrahim! Demişti.
Evet mahzunum ama isyan edemem demenin en güzel ifadesini yine şu sözlerle yapmıştı
"Göz yaş döker, kalp teessür duyar. Biz, Yüce Rabbimizin râzı olacağı sözden başkasını söylemeyiz. Vallahi, ey Ibrahim Senin aynlığın bizi fazlasıyla mahzun etti
Bazı aynlıkların ağırlığını kalp kaldıramaz ama Allah her ayrılığın sonrasında farklı bir gücü de beraberinde veriyormuş tecrübe etmek istemezdim amma elden ne gelir ki? Yine ben Onun Allah'in en sevdiği kulu sevgili peygamberimin sözleriyle duruyorum bu ayrılığın karşısında:
"Ey dağ! Eğer, bendeki üzüntü sende olsaydı, muhakkak yıkılmış gitmiştin. Fakat biz, Allahın bize emrettiğini söyleriz: 'Inna lillahi ve inna ileyhi raciun