biokur

Susmak... korkâklıksa;
          	Korkaklık, en büyük cesaret... -Bülent Akyürek 

biokur

Zormuş insanlar eskiden, basit cümlelere derin manalar yükleyecek kadar zormuş.
          Severmiş insanlar eskiden, tek sözüyle bitecek kadar severmiş.
          Anlayışlıymış insanlar eskiden, bakışlarını hemen çözecek kadar anlayışlıymış.
          Korkakmış insanlar eskiden, sadece sevdiğini üzmekten korkacak kadar korkakmış.
          İnanırmış insanlar eskiden, sevdiğini sadece Allah'tan isteyecek kadar inanırmış.
          Ve doğruymuş insanlar eskiden, birbirlerine güvenecek kadar doğru.  -SH

biokur

YÜZÜMÜZÜ YAPIŞTIRSAK GÖĞÜN YANAKLARINA (ALİ EMRE)
          
          Şimdi sana ne anlatsam eksik kalır, biliyorum 
          utanır görkemli giysiler o delişmen kadınlarda 
          çünkü en çok kendine gömülü insan çarşıda pazarda 
          /ne güzün kırık sesi, ne aşkın sağaltan rengi/ 
          gövdemiz konuşkan oysa koynumuz kalabalık 
          fakat Allah’ın eli yok, hiç kimsenin avucunda. 
          
          İşte yorgun adamlar, bir çocuğu bile hak etmeye 
          sanırlar ki şehir kurtulacak sövdükleri zaman 
          güzellik akacak koştuklarında o çıplak topuklarından 
          kim bilir aşk nerdedir hangi oteldedir düşlerin dölü 
          ne Carmen’den bir arya ne bir göçmen türküsü 
          üstelik tutan yok çocukları düşerken balkondan. 
          
          Nereye koysak yakışmıyor bak, üşüdü ya ellerimiz 
          oysa beraber onarmıştık yıldızları, ağlayan gemileri 
          ne o nemrut caddeler vardı ne de seçmen kütükleri 
          sabah birden başlardı, kadınlarını dövmezdi nalbantlar 
          upuzun bir kahramanlık oluyordu neye dokunsak 
          okulda tokatlanan çocuklar, gökyüzü, kavak yelleri. 
          
          Şimdi çirkinliği kağşatan bir incelik bulsak diyorum 
          ve sen gülüşlerle beslenen bir enginlikte uyusan 
          halkın minderine ilişsen, huysuz ırmakları okşasan 
          gökdelenlere saklanan, Ramses’i aratmayan bu şehri 
          evimizi kirleten, gürbüz yaramızla oynayan bu şehri 
          kovsak… düşürmeden çocuklarımızı salıncaklardan. 

biokur

Ben geldim geleli açmadı gökler 
          Ya ben bulutları anlamıyorum 
          Ya bulutlar benden bir şey bekler 
          Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum 
          Ben geldim geleli açmadı gökler 
          
          Bir yağmur bilirim bir de kaldırım 
          Biri damla damla alnıma düşer 
          Diğerinde durup göğe bakarım 
          Ne şehir ne deniz kokan gemiler 
          Bir yağmur bilirim bir de kaldırım 
          
          Nedense aldanmış bir gece annem 
          Bir kadın gömleği giydirmiş bana 
          İşte vuramadı gökler bana gem 
          Dinmedi içimde kopan fırtına 
          Nedense aldanmış ilk gece annem 
          
          Biri çıkmış gibi boş bir mezardan 
          Ortalıkta ölüm sessizliği var 
          Bana ne geldiyse geldi yukardan 
          Bana ne yaptıysa yaptı bulutlar 
          Biri çıkmış gibi boş bir mezardan 
          
          İyi ki bilmiyor kalabalıklar 
          Yağmura bakmayı cam arkasından 
          İnsandan insana şükür ki fark var 
          Birine cennetse birine zindan 
          İyi ki bilmiyor kalabalıklar 
          
          Yağmur duasına çıksaydık dostlar 
          Bulutlar yarılır gökler açardı 
          Şimdi ne ihtimal ne imkan var 
          Göğe hükmetmekten kolay ne vardı 
          Yağmur duasına çıksaydık dostlar 
          
          Ben geldim geleli açmadı gökler 
          Ya ben bulutları anlamıyorum 
          Ya bulutlar benden bir şey bekler 
          Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum 
          Ben geldim geleli açmadı gökler.   
          -SEZAİ KARAKOÇ /YAĞMUR DUASI