turkuazof

gerçekçi bir şekilde gülümsemeyi öğrenmiştim. Üzüntülerimi, hislerim saklamayı ve multuymuş gibi davranmayı öğrenmiştim. Yüzüme o maskeyi takıp da insanları endişelendirmeyi bırakmıştım fakat geçtiği yoktu. Geçmeyecekti zaten. Zaman ilaç değildi bana, zehirdi. Güldürmüyordu. Ruhumu çekiyordu içimden. Bne ise sadece ayak uyduruyordum zamana. Beni mahvetmesine izin veriyordum çünkü gücüm yoktu.
          
          tükenmiştim.
          
          yitip gittiğimi ise herkesten saklamaya çalışıyordum.
          
          fazlasıyla yüktüm zaten, daha fazla olmak istemiyordum.

turkuazof

buraya ait değilim çoğu zaman; çok konuşuluyor, gürültü çok, sen yoksun, seni sevmeyenlerle dolu bir çevredeyim. bana söz verdiğin gibi yanına sessizce oturup birbirimizin yuzunu izlesek sadece? Senin sessizliğinin özlemi oturdu boğazıma

turkuazof

sürekli bir şeyler hakkında konuşulurken buraya ait olmadığımı çok iyi hissediyordum. onun yanında olmam gerektiğini anca o zaman içimin rahatlayacağını biliyordum ama yaşanılanlar unutulmuyordu işte. burada gülümserken aklımda dolanan tek şey sendin. ben ise ağlamak istiyordum. yemin ederim ki içim dışına çıkana kadar ağlamak.  yükümün altında ezilmeye hakkım olmadığını bağıra bağıra ağlamak. geçmiyordu hiçbir şey. hallolmuyordu hic bir sey.  öyle dağıttım ki kendimi toparlayamıyorum. Kapımın dışındakiler bana kolay atlattın derken içimdeki cehennemi kimse görmüyordu benim. anlatamazdım. öncekilerden daha beterdi bu; aldığım nefes hiç gibi geliyor , olmasa daha iyi ya. zehirdi her şey bana, muhtaçtım ama zehirden ibaretti hepsi.