@butdergisi
Aslında çok şey anlatılabilir, çok şey yazılabilir bu başlık altına. Emek, zahmet, ekmek parası, geçmişe saygı ve elbette inanç... Her şeye rağmen süpürgecilik mesleğine duyulan inanç...
Başlık için de çok şey söylenebilir. Ki, çeşitli başlık önerileri sunduk birbirimize, aramızda git-geller oldu ama sonunda bu başlığın çok şey anlatacağına karar verdik. Çünkü tek kelime geleceği de geçmişi de özetler...
DEvamı: http://butdergisi.com/supurgecilik
Y Kuşağı (1980-1999 Arası Doğanlar)
En yaşlısı 32 en genci 13 yaşında
Hem sokakla hem de bilgisayarla büyümüştür
Sadakat duyguları az
Teknoloji hayatlarında bir çok şeyin simgesi
Çalışmaktan hoşlanmaz, avareliği severler
Eğlenmeyi sever ve kazanmayı severler
Hızlı tüketicidirler
DEvamı: http://butdergisi.com/kusak-karsilastirmasi
Tam olarak böyle söylemişti Baron Eduard-Jean Empain, 1978 yılının sonunda teröristler tarafından kaçırıldıktan sonra yaşadıklarını anlatırken. İnsanın tüm hayatı doğumundan ölümüne kadar uzun bir serüvendir aslında. Bu serüveni ilginç kılan da her adımında yaptığı seçimlerdir. En cesur seçimleri ise küçüklüğünde yapar. Devamı: http://butdergisi.com/mutluluk-varilacak-yer-degil-yolculugun-kendisidir
“Sana açıklayabilirim ama senin yerine anlayamam.” Ne muazzam bir cümle… Nerden okudum, nasıl aklımda kalmış bilmiyorum. Ancak mükemmel bir etki bıraktığı kesin ki şu sıralar sıklıkla kullanıyorum. Etkiden ziyade, sinir gevşetici bir durum yaratıyor aslında. Devamı: http://butdergisi.com/sana-aciklayabilirim-ama-senin-yerine-anlayamam
Bir zamanlar namı tüm dünyaya yayılmış bir hırsız tanımıştım. Bu hırsız işinde o denli ustaydı ki uğradığı her şehirde, o şehrin sakinleri kapılarını sıkı sıkıya kilitlerler, tüm değerli eşyalarını hırsızdan korumak için en güvenli yerleri olan yastıklarının altına saklarlardı. Fakat bu çabaları bile bile bizim hırsızı durdurmaya yetmezdi. Devamı: http://butdergisi.com/prometheus
“Bir önemi yok artık” ne ağır bir cümledir… Bu cümle ile 2 kişilik dünyada biri diğerini kaybetmiş; bir sevgi yitip gitmiş, bir köprü yıkılmıştır. Eskiden önemi olan bir şeyler varmış; artık tükenmiş, içimizdeki öf duvarı yıkılmış, sabrımız bitmiş. Kötü bir durumdur değil mi, insanın etrafındaki şeylerin değerinin azalması… Gelip de içine bir öküz oturmuş gibi olur; sevdikleri http://butdergisi.com/eksik-parcali-bir-buyuk-puzzle-hayatimiz silinmiş, sevgisi çürümüş gibi. Tadından yenmezdi oysa; ne güzeldi…
Yeni bir sayı ile yeniden merhaba. Bu ay editör yazımda sizlere böyle bir derleme yapmayı uygun buldum. http://butdergisi.com/but-dergisinin-31-sayisi-yayinda
Bazı aşk hikayeleri vardır, duymaktan bin pişman olduğunuz. Düşünürken, “Keşke öyle bitmeseymiş” dediğiniz ve onlar adına yaşadığınız hüzünden dolayı kafayı sıyıracağınızı düşündüğünüz… Ve elbette tahammül edemediğiniz düşüncelerin sonunda başka bir aşk için döktüğünüz gözyaşlarınız…
http://butdergisi.com/bazi-hikayeler-sadece-ask-kokar
Nedense okumaya, dünya klasiklerinden başlayanlar daha iyi bilir satır arası yaşanmışlıkları. Mesela Tolstoy ile başlayanlar, “bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır” diye başlayan Anna Karenina’yı sadece zina hikayesi olarak yargılayıp rafa kaldırmazlar. O kadının yaşamında bütün bir toplumun duygusallıklarını, zaaflarını analiz edebilirler.
devamı: http://butdergisi.com/ucunda-olum-yok-ama-siirsiz-de-olmuyor
Galeri Eksen, yeni yıla ‘Resmen Tanıdıklarımız’ isimli karma resim ve heykel sergiyle başlıyor. Sergi, 2 Ocak tarihinde koleksiyoner ve sanatseverlerin gösterimine sunuldu.
Galeri Eksen, her sene yeni bir anlayışla, güncel ve samimi eserlerden oluşan sergilerine ülkemizden ve yurtdışından önemli 18 sanatçının eserlerini sergileyerek başladı. http://butdergisi.com/resmen-tanidiklarimiz