bwinec

eskiden yeterdim kendime,
          	artardım bile.
          	şimdi ne yapsam nafile.
          	olmuyor,
          	olmuyor oğlu olmuyor.
          	işin kötüsü bir günde,
          	beş defa akşam oluyor.

dislerimkemiklerinde

nerelerde zıkkımlanıyorsun?

bwinec

@geceyarasigara hitaplara çeki düzen verildiği takdirde edinilecek dert değil, gideririz.
Reply

bwinec

'acı ve travmalar yaşamın vazgeçilmez bir parçası' dedi funda. ama onlara zihnimizde nasıl ve ne kadar yer verdiğimiz önemli.
          
          viktor frankl’ın bir sözü aklıma geldi: acılar sadece gelişiyorsan bir anlam taşır.

bwinec

dağınık yatakları çok seviyorum. insanların kızarmış gözlerini ve ağlarken ki dürüst hâlleri çok seviyorum. insanların âşık olduklarını fark ettikleri zaman gözlerinde oluşan bakışı çok seviyorum. yeni uyandıklarında saf saf etrafa bakmalarını çok seviyorum. herhangi bir şeyde favori karakterleri ölünce oluşan hayal kırıklığı ve öfkeyi çok seviyorum. gözlerini kapatıp başka bir yerde olmayı arzulamalarını seviyorum. insanların dürüst anlarına âşığım. ruhsal çöküntülere, akmış makyajlara ve hayallere dalmalarına âşığım. tüm saf duygulara âşığım.

bwinec

gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum. 
          şiir kalsın istersen, sadece otursak. 
          oturmasan da olur benimle,sadece ellerimi tut. 
          ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak. 
          yüzüme bak ama anna, yüzüme bak. 
          gözlerime bak, gözlerimin içine bak. 
          gözlerim biraz karanlık. 
          içinde cenkler, ayinler, kesik damarlar, 
          kapıları yumruklayışlar, cipralexler, turgutlar, edipler,sezailer, 
          siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen başağrıları, bildirilerin öfkesi, 
          duvarlara uzun dalmışlıklar var.

bwinec

sigara tutuşların gelir aklıma. çayını yudumlamadan saniyeler önce dudaklarında asılı kalan gülüşlerinden sonra. zaman araf’ta: iki dudağının arasında. saçlarının yüzüne dökülüşü mü galip gelir yoksa topladığını mı yarıştırsak? peki bu ikileme nasıl cevap buluruz dersin? 
          nasıl olur da özler biri diğerini bu kadar? eğer görseydi seni cemal süreya, senin için yazılırdı üvercinka. 

bwinec

mağlup mu desem, mahçup mu? ama ikisi de değil. ben garip, sen güzel, dünya mutlu... öyle tuhafım bu akşamüstü... 

bwinec

evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu. hani, kurşun sıksan geçmez geceden. anlatamam, nasıl ıssız, karanlık... ve zehir zıkkım. gene cehennem var yastığımda. 
Reply

bwinec

dayan kitap ile, dayan iş ile. tırnak ile, diş ile, umut ile, sevda ile, düş ile. dayan rüsva etme beni. 
Reply

bwinec

çağdaş bir ürperti şiirinde “ve artık anlatmak için yeryüzünün tuğlalarına seni anlatıyorum” diyen İsmet özel of not being a jaw şiirinde “tam düşerken  tutunduğum tuğlayı, kendime rab bellemeyeceğim” diyor bu şairin en güzel vazgeçişidir. 

bwinec

mataramda tuzlu su şiirinde: “yakın yerde soluklanacak gölge bana yok, uzun yola çıkmaya hüküm giydim” derken of not being a jew şiirinde "indiğim yerde beni bir bekleyen yok, indiğim yerde biçilmiş ot gibiyim” diyor. bu hiçbir yere ait olamamanın sancılı anlatışılıdır.
Reply

bwinec

aynı adam şiirinde “gözlerim nemli değil, gözlerim namlu” diyen ismet özel mazot şiirinde “dikkat et, hiçbir şey ıslatmasın namluları” diyor. bu bir şairin en naif ağlatma beni serzenişi.
Reply