canyousavemymind

Hiç hissetmedin ne kadar kırgın olduğumu. Cenaze taşımak gibi ölü bir ruh taşıyorum içimde. Köşeye geçmiş, yüzü duvara dönük bir çocuk gibi ağlayasım geliyor, bilmiyorsun.
          	

canyousavemymind

Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu
          dünyada? 
          Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler?
          Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere
          olduğunu haber verdiler mi sana? 
          Birdenbire: "Buraya kadar!" dediler.
          Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın
          istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. 
          Bütün sularda gölgeni seyrederdin. 
          Üstelik, "daha önce haber vermiştik" derler.
           "Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak
          belirtmiştik. Yaşarken eskidiğini ve eskittiğini
          söylemiştik."
          

canyousavemymind

Kendimi dünyanın tam ortasında, küçücük bir kutunun içinde hissediyorum. Dünyanın bütün ağırlığı içinde bulunduğum bu küçük kutunun üzerine çöküyor. Kutu ufalıyor, ufalıyor, ufalıyor. Büzüştüğünü hissedebiliyorum.
          
          Bazen haykırmak istiyorum. Sesim kısılıncaya kadar. Ölünceye kadar.
          
          Yazamıyorum. Sözcükleri bulamıyorum.
          Tam umutsuzluk.