Tuvaldeki Günah - 10. Bölüm
Geriye kalan kızlar da atölyeyi terk ettiklerinde artık sadece biz kalmıştık. Kapının kapanışının ardından bilgisayara birkaç saniye daha baktıktan sonra ekranını kapattı ve ayağa kalktı. "Vay be," dedi yanıma yürürken. Kucağımdaki kedi, sanki yiyecek bir şey görmüş gibi fırlayıp Emir'in geldiği tarafa doğru koştu. "Benimle bu kadar çok yalnız kalmak istediğini bilseydim, daha önce yalnız kalırdık. Söylesen yeterdi." Söylediği şey afallamama sebep oldu ve ben o an tüm bunları bu şekilde yorumlayacağını tahmin edemediğim için kendime kızdım.
"Yalnız kalmayı istemek değil... Siz istediniz diye burdayım ben." dedim sitemle.
"Gidebilirdin ama Derin? Gitmedin." dedi. İçinde hissettiği keyif, yüzünden okunabiliyordu. Hem ben burada onunla konuşacağımız şeylere karşı hissettiğim meraktan bağımsız, sadece gitmeme izin vermeyeceğini bildiği için kalmıştım. Kendini ne sanıyordu?
"Gidebilir miydim?" dedim, bir tık daha yükselmiş ses tonumla. "Hayır, siz kolumdan tutup yine istediğinizi oldurturdunuz ısrarla. Önceki seferleri unuttunuz mu?"
"Unutmadım tabii," dedi. Laf soktuğumu düşünmüştüm ama pek oralı olmamıştı. "Önceki seferlerde gitmek için ısrar etmiştin, birkaçında da gidemeyince ağlamıştın." O konuşurken artan sinirim, onun artan neşesiyle doğru orantılıydı sanki. Bana pislik gibi davrandığından bahsederken gözlerinin içi gülümsüyordu resmen. "Onlarda sana çare bırakmamıştım belki," dedi. "Şimdi gitmek için bir şansın varken onu bile kullanmadın. Önceleri çırpınırken şimdi denemedin bile, Derin." dedi.