Hızlıca bankta oturan sarhoşun yanına koştu. Adam hareket dahi edemedi. Gördüklerinin hepsi hayal gibiydi. “Yine fazla kaçırdım şu mereti!” diye mırıldandı anlaşılamayan bir ses tonuyla. Daha ne olduğunu anlayamadan boğazından sıkıca havaya kaldırdı sarhoşu karanlıktaki. Gecenin sessizliğini bu sefer de, elinden yere düşün şişenin kırılması böldü.
Etrafta kimsenin olmaması en büyük şanssızlığıydı sarhoşun. Sesini çıkartmadı. Boğazını sıkanı, hafif bir ses tonuyla,
-“Neredeyim ben!” dedi...