chexia-

tanidik bi yerde bul beni.

chexia-

watty ile buyudum ben bu ne bu ne 
Reply

chexia-

biliyor musun? ben kedime küstüm. fakat öyle çocukça naz yapma değil bu. mesela ben kendimi güzel olan hiçbir şeye yakıştıramıyorum. Güzel olan hiçbir şey bana yakışmıyor. Baksana ellerime, her tarafı yaralarla dolu. Bana da ancak yaralar yakışırdı zâten. Gözlerimin altındaki, bedenimdeki morlukları da kendime yakıştırıyorum. Renklenmişim gibi hissettiriyor. Sonra hiçbir güzel duyguya ev olamıyorum. Hepsinin üzerine yıkılır duvarlarım, biliyorum. Bazen de şu kapının dibinde ağlayan çocukluğuma şahit oluyorum. Onu yerden kaldırmak "bütün güzellikler yakışır sana" demek istiyorum. Çocukluğuma uzanan parmaklarım onun tenine her değdiğinde oluk oluk kanayan bir yara açıyor. Bak, yeni yaralar açtım onun bedenine. Gördün mü? Ben iyi biri değilim. Her güzel şeyi mahveder, her çiçeği soldurur, her şiirimi yakarım ben. Güzel olan bir şeyle adımı yan yana dâhi getirmem.

chexia-

seni düşündüğüm gecelerden bazıları, bazıları mı? bazıları onun yanında hiç kalır. sen, zihnimin derin kayalıklarını okyanuslara vurduran, aynı zamanda da onları yok edensin. sen beynimde cürretkârlıkla oturmuş bir tutkusun, yere göğe sığdıramadığım, sıradan bir kaç gece de göğüsünde uyuyup saatlerce yüzünü ezberleyip aklımdan çıkarmayacağım bir adamsın. o güzel saçlarını koklamak, bazen de dizinde yatmak artık benim için imkânsızın da ötesi bir şey. bir gün elbet imkânsızlar bile imkânsız kalamaz derler, bilir misin? şuan seni haddinden fazla özlüyorum ancak bu özlem öyle derin ve yoğun ki, ikimizi de boğar. bazen de seni hâk etmediğimi düşünüyorum, dizimde rahat edemediğini uykularının kâbusundan başka bir şey olamayacağımı elbet seziyorum sevgilim. biz, her ne kadar imkânsız olsak da sana olan tutkum ve hasretim sona ermeyecek. belki, belki o rüyaların kabusu olmaktan çıkar, göğüsünde uyuyan sensizlikten alı koyulmuş bir kadına  ömrünü verebilirsin.

chexia-

meleklerin doğumuna üç kala, nasıl inanmam sana, benim tanrım beni yarattı, bende seni, hayalini hep içime yatırdı, bende seni, sen hep göğsümde yattın, zaten yaranı açan, seni yaratandır, duydun mu? Topraktan gözlerle okyanusu hissettirebilmiş, çok kaybolmuş ve acı çekmiş, cennetin üçüncü katında, dudakları birbirine mühürlenmiş, ağla o topaktan gözlerin sahibine, kalbinde mi son buluruz, zihninde mi son buluruz? belki, belki birgün birbirimizi, düşlerken savruluruz.

chexia-

Ben yalnızlığımı seninle avutuyorum. Olmayışını da seviyorum artık. Resimlere bakıyorum göz göze geliyoruz, utana sıkıla kafamı çeviriyorum. Ses tonun kulaklarımda şakıyor hâlâ unuturum diye aklım çıkıyor. Bir tek kokun biraz uzaklaştı o kadar ama onu da hallediyorum işte. Ellerim hâlâ soğuk sende üşüyor musun, bilmiyorum fakat bu ara biraz ruhumu üşütüyor gibiyim. Senden sonra şarkılara daha çok bağlandım, sen olmayınca daha çekilmez oldu bu dünya. Parmak uçlarım saçlarını aradı bir zaman ama sonra onlara da anlattım, yokluğunu. Kağıt kalemle çok haşır neşir oldum sayfalarca yazıyorum, neyi yazdığımı sorma utanırım anlatmaya. Gözlerim dolmuyor eskisi gibi merak etme. İyi gibiyim, halletmeye çalışıyorum. Yavaştan toparlıyorum buraları, sensizliğe de kafa tutuyorum yani. Kocaman tebessümümü yolluyorum, kahkahan hep kulaklarımda zaten. İyi bak kendine, ben dikkat ediyorum senin için.