keşke demekten, ufacık bir gülümseyişimin bile ardından bunu hak etmediğimi söyleyen sesleri duymaktan, aptal gibi sağa sola savrulmaktan çok yoruldum. tek istediğim bana kendimi nasıl seveceğimi öğretebilecek, iyileşmem için destek olacak birine sahip olmaktı fakat anladım ki ben bunu da hak etmiyormuşum. sahi, ben neyi hak ediyorum ki? görmezden gelirsem unuturum sandım, görmezden gelirsem iyi olurum sandım, görmezden gelirsem yok olur sandım; sandım da sandım, ne aptalmışım. ne kadar gizlersem gizleyeyim, ne kadar yokmuş gibi davranırsam davranayım o milim bile olsa kapanmayan boyumdan bile büyük olan karanlığın içine hapsolmaktan kaçamadım. ben bir adım kaçabildiysem o beni on katı daha da çekti içine, sıkı sıkı sarıldı. sonra bir de baktım, beni hapseden karanlık ile dost olmuşum çünkü etrafımda ondan başka kimse kalmamış. birkaç güzel insan var yakınımda ama ben kendi yalnızlığımda kavrulup gidiyorum, ses etmiyorum, herkes böyle daha iyi. ben iyi olmuşum, olmamışım kimin umurunda da benim olsun? biraz daha büyüdüm, birkaç tuğla daha koydum insanlarla arama. kimsenin bana maruz kalmasını istemedim, umarım böyle devam eder.
üşüyorum, keşke biri tutsa elimden. gerçi... boş verin, uzak durun ellerimden.