cinayetnotlari

birazdan hava aydınlanacak. bu sadece en çok yanmayan o patlak sokak lambası sevinecek.

Asil1ruh

Kendini gereksiz hissetmenin nasil bir his olfuğunu bilirsin.
Reply

cinayetnotlari

tüm havayı yaşam enerjisi ile yanıp tutuşarak çekiyorum içime. yollar yılların anısını sırtlamış gibiler. evleri ayrı durakları ayrı parkları, pastaneleri, mezarlıkları ayrı. kaldırımlar kim bilir kaç kişinin gözyaşların sakladı kaç kişinin bir sevinçle gittiği yerdan bin umutsuzlukla gelişini izledi. dağlar sonraki mevsim gelecek olan cennetten habersiz aheste aheste üzerindeki beyaz örtüyü atıyor. bir bu şehir güzden kalan mirası ile insanların hevesini tatmin etme çabasında. bulutların haykırışıyla yere düşen damlalar aynadaki görüntümü andırıyor bana. bazıları bu sağınağın altında ben gibi her şeye rağmen ıslanıp dans ederken bazılarıysa şemsiye tutup kaçmayı seçer. herkes farkında aslında her şeyin. bu yüzden değerlidir ya geceler, kişinin kendilerinden sakladıkları duyguları bastırmamakta özgür olduğu bir tek yerdir. gecenin karanlığında naif bir rüzgar ile yorgunluğunu yapraklarından vazgeçerek gösteren ağacların hışırtısı ve direnişi, zorluklar karşısında her seferinde ayağa kalkmayı başarabilen insanlara benziyor. tüm bunlar aklımadan geçerken ben bu şehre ait değilim düşüncesi de bırakmıyordu peşimi. insanların samimiyetinin uzaklığı yorucu. benim başkalarınden beklentiye girmeden sessiz ve sıkılmadan kendimi dinleyip sırtımı yine kendine yaslamama diğerlerinin yalnızlık dedikler şey zorundalık değil seçimdir. ördüğüm duvarlarım var, yıkılamayacak kadar güçlü ama aşılabilecek kadar esnek olan. böylece ne hayal ne de heves kırıklığı olur, yeni en azından ben böyle düşünüyorum. 

cinayetnotlari

çok seviyorum abi, çok seviyorum.
          şimdi özlüyorum diye kalkıp dikilsem karşısına; iki saat içinde yüzü gözlerimin önünde, elleri kucağında bağlı, yüzündeki beni olduğu gibi durur. ama aramızda gezegenler var. benim onun ellerine ulaşmam için, aşmam gereken koskoca bir düzen var. şimdi ben böylesine büyük bir boşluktayken; sesimin onun sesinin çarptığı duvarlarda yankılanması için silinmesi gereken fizik yasaları var. onun ellerine dokunabilmem için, bileklerimden vazgeçme zorunluluğum var. karşısına çıkıp ben seni, ben sana diyebilmem için boğazıma dizilen kelimelerden arınmam var. onu sevmekten vazgeçecek yürek yok ama, orasını ne yapacağız? benim dünyamın bütün renkleri, onun iki sıra dişine dizilmişken, benim gençliğimin çiçeklerini nasıl renklendirdin? güneşim onun iki göz kapağının arasındayken, ben nasıl gözlerin de kaybolmadım, ben nasıl yaşadım? soludukça onu solumda büyütürken, ben nasıl onsuz yaşarım?

librahimov3

@cinayetnotlari seviniyorum çünki dünyada hayla bu kadar güzel seven insanlar var azda olsa
Reply

Fajads

@cinayetnotlari vay be ne güzel yazmışsin oyleeee be
Reply