- Yekta Yüksel -
Otuz saniye.
Sadece otuz saniye önce sapasağlam ayaktayken, şimdi vücudunda dört kurşun vardı.
Demek bu yüzdendi, diye geçirdi içinden. Kardeşinin rüyasına gelişi bu yüzdendi.
"Ben de... Ben de seni çok özledim Mayıs Çiçeği'm," dedi fısıltıyla. Dudaklarından sızan kanlar yeri kızıla boyarken, kalan son gücüyle gökyüzüne baktı.
"Kavuşuyoruz abicim."
Ölümü hiçbir zaman düşlememişti. Ne zaman öleceğini, nasıl öleceğini hiç düşünmemişti. Sadece, bir gün layıkıyla şehit olmak isterdi.
Mutluydu. Kardeşine kavuşacaktı. Ona doya doya sarılacaktı.
Biliyordu Yekta, ailesi ikinci bir acının altında ezilecekti. Kahrolacaklardı, atlatmaları uzun sürecekti ama gurur da duyacaklardı onunla.
Annesi, eve erken gel, demişti. Kapıda, pencerede bekleyecekti onu. Defalarca kez arayacaktı. Haber alamadığı her dakika evhamla koşturacaktı evin içinde.
"Özür dilerim anne."
Gözleri yavaş yavaş kapanmaya, vücudu hissizleşmeye başladı. Uzaklardan, ona doğru gülümseyerek gelen bedeni fark etti.
"Mayıs..."
Ve bilinci bedenini terk ettiğinde, başı yan tarafına düştü.
Dudaklarında asılı kalmış bir tebessüm vardı, çünkü o; yıllardır hasretiyle savaştığı kardeşine kavuşmuştu.
"Sen oğlunu geri dönmez say anne."
***
YEKTA'MMMMM ༎ຶ‿༎ຶ