cloudiashy
Link to CommentCode of ConductWattpad Safety Portal
Bırak akarsa aksın tonlarca kan damarlarından.
Sen yeterki yüreğini kanatma.
Isyan etsin vücudun üzerindeki yaralardan.
Sen yeterki yüreğini karalama.
Istediğin kadar aşık ol.
Ama kendini kaptırma.
Çünkü yürek naiftir,
Yürek sarhoştur, kırılgandır.
Kaldıramaz...
cloudiashy
Bırak akarsa aksın tonlarca kan damarlarından.
Sen yeterki yüreğini kanatma.
Isyan etsin vücudun üzerindeki yaralardan.
Sen yeterki yüreğini karalama.
Istediğin kadar aşık ol.
Ama kendini kaptırma.
Çünkü yürek naiftir,
Yürek sarhoştur, kırılgandır.
Kaldıramaz...
SSiren22
Okuma listen ne güzelmiş öyle *-*
cloudiashy
"Sen gel geceleri bi' de bana sor,
Özlemek inan yaşamaktan daha zor..."
cloudiashy
Insanlar doğar, yaşar ve ölür. Arkalarında milyonlar kadar yada bir tane bile olsa sevdikleri insanları bırakırlar.
Önce sesini unutursunuz o kişinin, sonra yüzünü... Fotoğraflar bunun için var olsa da onun gerçek hayattaki hareketlerini kafanızda canlandiramazsınız. Kalbinizdeki acı ne kadar büyükse o kadar zor unutursunuz.
Artık onu unuttunuz. Hala anılarınızda varlığı yaşıyor ama beyniniz size çok acı çektiren anılarınızı siler çünkü kendini depresyondan korumak ister. Beyniniz onu çoktan sildi. Minik anılarla kalbiniz onu anmaya devam edecek...
elyluls
Bir süredir buradaki mesaj panondayım bütün yazdıklarını okudum ve cümlelerinin güzelliği beni hayran bıraktı umarım mutlu olursun ♡
elyluls
Ya amaa... Asıl ben teşekkür ederim yazdıklarınla kalbime dokunduğun için ♡ çok mutlu oldum ben de şu an kendine çok çok iyi bak
•
Reply
cloudiashy
@ elyluls teşekkür ederim gerçekten... Bu birkaç cümlenin bile hayatıma ne kadar çok değindiğine inanamazsın. Gerçekten çok çoook teşekkür ederim sanırım sabaha kadar uyumayıp bu güzel cümlelerini düşüneceğim...
•
Reply
cloudiashy
'Ben neden böyleyim?'diye oturup saatleridir perdeleri çekilmiş, kapısı kilitli odamda çok büyük bir cinayet işlemişim gibi kendimi sorguya çekiyorum. Arkadaşlarım mı?.. Evet onlar yanımdalar, belki de onlar sayesinde birkaç haftadır kendime zarar vermeyi düşünmüyorum. Ama hatırlatıyor bana... Yüzünü her Allah' ın günü görüyorum. Onunla aynı ortamdaki oksijeni soluyorum. Karşılaşmasak bile aynı çatı altında olduğumuzu anımsıyorum ve inanın bu kalbimi öyle bir sıkıştırıyor ki nefes alamıyorum. Beni boğuyor... Onu hissediyor olmam, onu görüyor olmam. Bazen diyorum ki git konuş, yanlış bildiği her şeyi düzelt. Ama olmuyor ki... Yüzüme bile bakmıyor –yüzüne bakmaması gereken kişi ben olmam gerekirken– ve beni duymuyor –iki dudağının arasından çıkan birkaç saçma, standart kelimeyi bile duymazlıktan gelmesi geren kişi ben olmalıyken–
Bazılarını çok iyi anlıyorum.
Beni kullandı... Ben farkında değilken.
Çok eğlendi, çok rahat yaşadı... Ben her gece ağlarken, kendime zarar verirken ve kimse yokken yanımda...
Sabahlara kadar oturup da nasıl yaşarım diye içimdeki beni darlarken...
Farkına varamadım kendimi yavaş yavaş, biraz biraz kapatmışım zihnimin en karanlık odalarına.
Evet seni sevdim, herkes gibi ben de küçük bir umut ışığı doğurdum kendime.
Özür dilerim... Niyetim seni bu kadar sinirlendirmek değildi. Yada bu kadar kin dolu ve kötü birine dönüşmen değildi...
Sana zamanında ne dediler nasıl anlattılar bilmiyorum ama eğer haberin olmasaydı ben seni çok güzel sevecektim. Seni öyle güzel sevecektim ki...
Ama yine de istiyorum. Aramızdakiler unutulsun yada sadece aramızın iyi olduğunu da değil, en azından kötü olmadığını bileyim. Ama olmuyor ki izin vermedin. Hala daha vermiyorsun...
Ah... Özür dilerim... Seni sevmiştim... Bir zamanlar...
cloudiashy
Ömrümde hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim ve hiç bu kadar birisiyle sohbet etmek istememiştim...
cloudiashy
Her geçen gün... Daha da azalıyorum kendimden... Daha da kaybediyorum kendimi, kurtaramıyorum... Beynimin içindeki o karanlık odaya kendi ellerimle koyduğum güzel her şeyi-en çok da kendimi- kurtaramıyorum. Yok oluyorum, kayboluyorum, sesimi duyuramıyorum...
cloudiashy
Bugün annesi vefat eden arkadaşımın evine gittik sınıftan birkaç kişiyle... Anneannesi öyle şeyler anlattı ki ağlamamak için zor tuttum kendimi sonra Emre geldi... Bizim oturduğumuz odayla yanyanaydı mutfak. Geldi,odaya girdi,önce bize baktı sonra direk mutfağa girdi balkona çıktı hava aldı biraz sonra bizim yanımıza geri geldi... Bir görseydiniz halini... O eski Emre olsaydı gülerdi bize... Halimizi hatrımızı sorardı... Ama konuşamadı bile... Gözleri hep halıdaydı... Konuşmadı çünkü konuşsaydı ağlardı herkes gibi o da biliyordu bunu... Anneannesi dedi ki "Çok ağladı Emre..." Öyleydi... Gözlerinin altı mosmordu... Ablasına demiş ki "Rümeysa ağlama... Annem iyileşip geri gelecek... İyileşti o geri gelecek..." Ortamı bir görseniz kimse konuşamıyor... Herkes sanki konuşunca yanlış bir şey söyleyecek gibi ağızlarını sımsıkı kapattılar... Sonra bunun güç olacağını bilerek de olsa boğazımdaki yumruyu yutup konuştum... Dedim ki "Tüm sınıfın selamı var sana Emre... Herkes gelmek istedi ama kalabalık olur diye böyle geldik..." dedim. Söylediğim her şeye sadece kafa salladı... Öyle sessizce biraz daha oturduk... Sonra 'artık kalkalım mı' falan diye fısıldaşılınca yine ben konuştum. "Artık kalkalım mı, misafirliğin kısası makbuldür?" Sonra ayaklandık, Emre'nin yanından geçerken omzuna iki kere vurdum... Kendimi dışarı atmamla bir başım dönmeye falan başladı, ağlamayayım diye ellerimi sıkmışım avcumun içi hala acıyor... Sonrası bende yok zaten dışarı çıkınca ayaklarım falan işlevini kaybetti. Eve gelince anneme anlatmaya çalışıyorum olmuyor... Boğazımdaki düğüm bu aralar gözyaşlarımı tutuyorum diye çok büyüdü zaten...Açıkçası itiraf etmeliyim ki ben bile oraya gidip de Emre'yi görene kadar inanamadım... Oradayken bile dedim ki bu her zaman gördüğüm o saçma rüyalardan... O salak ilaçlar yapıyor bunu... Uyanacağım ve her şey aynı olacak... Ama öyle değil işte... Hayatın bize öğretmek istediği şeylerden sadece biri galiba bu ve bunun türevinde gerçekleşen olaylar...