Bu benim için bir hayal kırıklığıydı... kendime ne o zaman ne de sonra itiraf edebildiğim bir hayal kırıklığı; oysa bir kadının duyguları, söze dökmeden ve bilincinde olmadan da her şeyi bilir.
on iki yaşındaki çocukların iş bulabilmelerini diliyorum. on iki yaşındaki çocukların intihar edebilecekleri bir ip bulamamalarını diliyorum. on iki yaşındaki çocukların sokaklarda yürürken akıllarına ölüm düşmemesini diliyorum. on iki yaşındaki çocukların hayatı algılamaya başladıkları ilk anda tökezlememelerini diliyorum. on iki yaşındaki çocukların yalnızca yere düşen dondurmalarına, kirlenen pantolonlarına, kırılan bisikletlerine, yırtılan kitaplarına ağlamalarını diliyorum.
bir kredi kartından hayatı dilenme acısı sızlıyor kalbimde. on iki yaşındaki çocukların, var olma hakkını dilenme utancı, karartıyor yüzümü. yamyam bir tanrının, yalancı merhamet telkinlerini taşıyor reklam panoları. on iki yaşındaki çocuğun işsizlik intiharı sarıyor her tarafımı. aklım savruluyor odanın duvarlarında.
Prag, 15 Eylül 1920
Çarşama
Sana tekrar yazmaktan ve bana yazabileceğin en güzel şey olan "Biliyorum ki sen..." cümlesi için teşekkür etmekten hiçbir kanun beni men edemez.
Bugün öğleden sonra yataktan kalkamadım, çok yorgun olduğum için değil ama çok "ağır" olduğum için, bu kelimeyi tekrarlayıp duruyorum, duruma en çok uyan kelime bu, ne kastettiğimi anlıyorsun değil mi ?
Dümeni bozulmuş bir geminin "ağırlıkla" ilgili olarak dalgalar söylediği "Kendim için çok ağır, ama sizin için oldukça hafifim" cümlesine benzer bir şeyi kastediyorum. Ama tam olarak bu da değil, benzetmeyle anlatılmaz.
sevda çok ağır bir kelime, hiçbir kelime sevda gibi değil. sevgi bir ceket ise sevda bir zırh, sevgi insana huzur veren birkaç damlanın gökyüzüne inişi ise sevda bir sağanak, sevgi sabahları huzurlu sessizlik ise sevda ömür boyu süren sağırlık.
Ignore User
Both you and this user will be prevented from:
Messaging each other
Commenting on each other's stories
Dedicating stories to each other
Following and tagging each other
Note: You will still be able to view each other's stories.