contedefeess

hahah

contedefeess

Birinin hayatında çok çok önceden olmayı hiç istemediniz mi?Yaptığı hataları engellemeyi. Bir başkasını sevmeden önce, ilk sevilen kişi olmayı. Kalbini kıran herkesten onu korumayı. Ona kötü anı bırakan herkesi silmeyi. Keşke bunları yaşamadan önce karşına çıksaydım demediniz mi?

contedefeess

Ne olursa olsun beni böyle yalnız bırakmanı unutmayacağım. Senin için onca çabama karşılık bir hiçe sayılışımı, herkese adaletli olup beni hakettiğim yere koymayışını, sensiz çırpındığım gecelerde kendi gururumu hiçe sayıp hevesle sana koştuğum zaman ağlayarak geri döndüğüm geceleri senin için bunca çaba verirken karşılığını alamayışımı asla unutmayacağım. Sen bana hakkım olanı sadece hata yaptığımda verdin ama nedense çabalarımın hakkını alamadım. Tamam dedim verir dedim kırıldım içten içe yok olma eşiğine geldim ama ben yinede sen dedim. Herşey geçiyor ama sen geçmiyorsun dedim. Geçmeyen tek şey yaranmış, bana yaşattığın acılarmış. Ben artık senin acılarına katlanamıyorum her defasında sana deli gibi koşarken kalbi kırık bir şekilde geri dönmeye dayanamıyorum. Ben artık yoruldum. Beni ister rişine, kapının dışına koyuşuna, her defasında kırışına. Çok yordun kalbimi. Bu vicdanla yaşayabilecek misin ?

contedefeess

Çocuklarını istismar eden ana babalara yalnızca “katı” denildiği; iliklerine kadar sömürülen kadınların ruhsal yaralanmalarını “sinir krizi” adı verildiği; sımsıkı korselere sokulan, sımsıkı gemlenen ve sımsıkı dizginleyen kız ve kadınların “edepli” , “zarif”görüldüğü bir zamandı ve hayatın sayılı alanlarında yakalarını kurtarmasını beceren diğer kadınlar ise “kötü” damgası yediler.

contedefeess

Kurtlarla Koşan Kadınlar | Clarissa P. Estes
Contestar

contedefeess

ben iki elimde iki hançer
          kıpkızıl günahlar örmüşüm
          bu eller benim ellerim cennetten kovuldular
          kan kusan geceye nehir nehir
          tükrükle boğulan ezilen lanetlenen
          irin yüklü bakışlardan bu kaçıncı kaçışım
          bu kaçıncı saplayışım tırnaklarımı yüreğime
          ama ölmedim
          neden ölmedim
          öptüm ölümün kaynamış tutkal kokan ağzından
          kara kara yengeçlerin yuva yaptığı
          ışık değmemiş ıslak saçlarına astım kendimi
          belki bin yıl sallandım durdum
          ama ölmedim
          neden ölmedim
          bıktım bu dost cüceler ülkesinde
          dev yalnızlığımı sırtımda taşımaktan
          yorgun alnımdan
          iri terlerin aktığı kör kuyulara
          yılanların ve akreplerin
          ve ısırgan böceklerin susuzluğunu gideren
          bu denizler benzindi hep
          ve hep ne varsa deniz denilen kıyılarda ateşler yaktım
          ama ölmedim
          neden ölmedim
          açmış aç ağızlarını cılız arzular
          dişleri diken diken etimde dolaşan
          tutup bütün kapılarını kırıyorum mabetlerin
          tanrıyı arıyorum
          tanrı yok diyorlar ama neden yok
          bir yumruk olup sıkılıyorum
          parmaklarım dökülüyorlar
          bir kaç cam kırıyorum buz tutmuş gökten
          ben yarıdan fazla günahkarım biliyorum
          yarıdan fazla karanlık bu yer bu insanlar bu okyanus
          ve neden sonra zaman
          bir iskele olup sıyrıldı takvim yapraklarından
          artık bütün şarkılar susmuştu ölüm tanrısı susmuştu
          içimdeki çanlar susmuştu ben susmuştum
          cehennemde yer bulmak zordu
          en utanılır günahlarımı sırat köprüsüne astım
          güneş bir fahişe gibi sarışındı üşüyordum
          demir örgülü kızgın kapıların mermer eşiğinden
          sümük gibi alevler akıyordu
          alev denizinde yıkanıyorduk -ho ho hoy-
          alev denizinde
          alev
          deniz
          alev
          tanrının iskeletinden kan sızıyordu...