Yaşam çetrefilli bir serüvendir. Mutlak bir sorundur mutsuzluk da.Yaşamın peşi sıra gelen gölgesi gibidir ve yavaşladığımız anlarda yanı başımızda beliriverir. Kaçmak yerine kabullenmek gerekir bazen mutsuzluğu. Ayıp değildir günah değildir tebessümlerin eksilmesi. Bazen daha iyi açmak isteyen bir çiçeğin çetin bir kışa ihtiyacı vardır. Buna bağlı olarak da, her şey tersiyle var olur der Herakleitos. Ve haklıdır da. Mutlu olmak bazen bir savaşın sonucunda doğar. Mutsuzluk da evrene aittir. Yadsınamaz bir gerçektir bu. Hatta bazen hızlı ve kör bir hayattan ziyade, yavaş ve tadında yaşamaktır durup soluklanmak.
Kısaca mutluluk da mutsuzluk da sevdaya dahildir. Kısa bir hayata dair ne iz bırakırsak kâr gözüyle bakarım ben. Gerek mutlu gerek mutsuz. Keza yaşamın sezgisel kısmı bizden duyguları yoğun yaşamamızı ister. Güzel bir olaydır bu. Çünkü söylenmemiş sözler, yazılıp çizilmemiş yahut yarım kalmış hikayeler kısa bir hayatın farkında olan birinin yapacağı işler değildir. Yitirilmemiş bir hayat hâlâ hayattır. Takdir edilmemiş çabalar başarısız değildir. Bazen başarı onu oluşturabilmeye cesaret kabiliyetidir. Demem o ki hayat, her bir sayfa bir seneyse, 70 sayfalık bir kitaptır ortalama. Okunmalı ve doldurulmalıdır. Çünkü yalnızca bir kere okunma fırsatı bahşedilir:)
Kendinize iyi bakın, ve kendinize sarılmayı unutmayın. Sevgilerle..