dancingmuffin_

yine bir müslüman pilot kalemle ateizmi çürüttü...

Nissbencnm

@ceyhunisuden  ya abi siktir git gece gece sinirimi bozma benim 
Reply

nachilia

@-AviraNiss  belki gerizekalı olsaydım görme şansın olabilirdi ama neyseki gerizekalı değilim o yüzden boşuna bekleme ask
Reply

sevgibirkalpte

Arkeolojik bulgulara göre, Nuh Tufanı Mezopotamya Ovası'nda meydana gelmişti. Ovanın o zamanki şekli bugünkünden farklıydı. Üstteki grafikte, ovanın bugünkü sınırları kırmızı kesik çizgiyle belirtilmiştir. Kırmızı çizginin gerisinde kalan geniş bölgenin ise o zamanlar denize dahil olduğu bilinmektedir.
          
          Ayrıca Max Mallowan, kazıyı yürüten Leonard Woolley'in düşüncelerini şöyle aktarıyordu:
          
          Woolley, tek bir zaman diliminde oluşmuş böylesine büyük bir kil kütlesinin sadece çok büyük bir sel felaketinin sonucu olabileceğini belirterek; Sümer Ur'u ile Al-Ubaid'in boyalı çanak çömlek kullanan halkı tarafından kurulan kenti ayıran sel tabakasını, efsanevi Tufan'ın kalıntıları olarak tanımladı.128
          
          Bu veriler, Tufan'ın etkilediği yerlerden birinin Ur şehri olduğunu gösteriyordu. Alman arkeolog Werner Keller de söz konusu kazının önemini şöyle ifade etmişti: "Mezopotamya'da yapılan arkeolojik kazılarda balçıklı bir tabakanın altından şehir kalıntılarının çıkması burada bir sel olduğunu ispatlamış oldu."129
          
          Tufan'ın izlerini taşıyan bir başka Mezopotamya şehri ise günümüzde Tel El-Uhaymer olarak isimlendirilen, Sümerlilerin Kiş şehridir. Eski Sümer kayıtlarında, bu şehir "Büyük Tufan'dan sonra başa geçen ilk hanedanlığın başkenti" olarak nitelendirilmektedir.130
          
          Günümüzde Tel El-Fara olarak adlandırılan Güney Mezopotamya'daki Şuruppak kenti de Tufan'ın açık izlerini taşımaktadır. Bu kentteki arkeolojik çalışmalar 1920-1930 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi'nden Erich Schmidt tarafından yürütüldü. Kazılarda MÖ 3000-2000 yılları arasında var olan bir uygarlığın doğuşu ve gelişmesi değişik tabakalarda rahatlıkla izlenebiliyordu. Çivi yazılı kayıtlardan anlaşılan oydu ki, bu bölgede MÖ 3000'li yıllarda, kültürel olarak oldukça gelişmiş bir halk yaşıyordu.131

sevgibirkalpte

Mezopotamya Ovası'nda yapılan kazılarda, toprağın derinliklerinde 2,5 metre kalınlığında bir çamurkil tabakasının varlığını ortaya kondu. Bu çamurkil tabakası, büyük olasılıkla Tufan anında suların taşıdığı kil kütleleriydi ve dünyada sadece Mezopotamya Ovası'nın altında vardı.
          
          Asıl önemli nokta ise, bu şehirde de MÖ 3000-2900 yılları civarında büyük bir sel felaketinin gerçekleştiğinin anlaşılmasıydı. Schmidt'in çalışmalarını anlatan Mallowan şöyle demektedir:
          
          "Schmidt 4-5 metre derinlikte kil ve kum karışımı sarı topraktan bir tabakaya erişti (bu tabaka selle beraber oluşmuştu). Bu tabaka, höyük kesitine göre ova seviyesine yakın bir düzeyde yer alıyordu ve höyüğün her yerinde izlenebiliyordu..." Cemdet Nasr dönemini Eski Krallık döneminden ayıran kil ve kum karışımı tabakayı Schmidt "tamamen nehir kökenli bir kum" olarak tanımlayarak Nuh Tufanı ile ilişkilendirdi.132
          
          Kısacası Şuruppak kentinde yapılan kazılarda da yaklaşık MÖ 3000-2900 yıllarına rastgelen bir selin kalıntıları ortaya çıkartılmıştı. Diğer şehirlerle beraber Şuruppak kenti de muhtemelen Tufan'dan etkilenmişti.133
          
          Tufan'dan etkilendiğine dair elde kanıtlar olan son yerleşim birimi, Şuruppak'ın güneyinde yer alan ve günümüzde Tel El-Varka olarak isimlendirilen Uruk kentidir. Bu kentte de diğerleri gibi bir sel tabakasına rastlanmıştır. Bu sel tabakası da, MÖ 3000-2900'lü yıllarla tarihlendirilmektedir.134
          
          

sevgibirkalpte

Bilindiği gibi Dicle ve Fırat nehirleri Mezopotamya'yı boydan boya kesmektedir. Anlaşılan odur ki, olay anında, bu iki nehir ve irili ufaklı bütün su kaynakları taşmış, bunlar yağmur sularıyla birleşerek büyük bir su baskını oluşturmuşlardır. Kuran'da bu olay şöyle bildirilmektedir:
          
          Biz, bardaktan boşanırcasına akan bir su ile göğün kapılarını açtık. Yeri de coşkun kaynaklar halinde fışkırttık. Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı birleşti. Ve onu da tahtalar, çiviler üzerinde taşıdık. (Kamer Suresi, 11-13)
          
          Yapılan çalışmalar sonucu elde edilen ipuçları değerlendirildiğinde, Tufan'ın tüm Mezopotamya ovasını kapladığı görülmektedir. Tufan'ın izlerini taşıyan Ur, Uruk, Şuruppak ve Kiş şehirleri dizilimini incelediğimiz zaman bunların bir hat üzerinde yer aldığını görürüz. Ayrıca MÖ 3000'li yıllarda Mezopotamya ovasının coğrafi yapısı günümüzdekinden daha farklıdır. O devirlerde Fırat nehrinin yatağı, bugünküne göre daha doğuda bulunmaktaydı; bu akış rotası da Ur, Uruk, Şuruppak ve Kiş'ten geçen bir hatta denk gelmektedir. Dolayısıyla söz konusu bölgede Fırat nehrinin taştığı ve bu dört şehri yerle bir ettiği anlaşılmaktadır. (Doğrusunu Allah bilir.)
          
          Allah, Nuh Tufanı'nı, insanlara bir ibret ve ders konusu teşkil etmesi için, farklı toplumlara gönderdiği peygamberler ve kitaplar yoluyla aktarmıştır. Ancak her defasında metinler orijinalinden uzaklaştırılmış ve Tufan anlatımlarına mistik, mitolojik öğeler katılmıştır. Arkeolojik bulgularla uyuşan ve onları tasdik eden tek kaynak ise Kuran'dır. Bunun nedeni, Allah'ın Kuran'ı en küçük bir değişikliğe uğramadan korumuş olmasıdır. 

sevgibirkalpte

Kuran'da Firavun Kelimesi
          
          Eski Ahit'te Hz. İbrahim ile Hz. Yusuf zamanındaki Mısır hükümdarından Firavun diye bahsedilir. Halbuki Firavun hitabı her iki peygamberden çok sonra kullanılacaktır.
          
          Kuran'da Hz. Yusuf dönemindeki Mısır yöneticisinden söz edilirken "hükümdar, kral, sultan" anlamlarına gelen Arapça "El melik" kelimesi kullanılır:
          
          Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin."... (Yusuf Suresi, 50)
          
          Sana geçmişlerin haberlerinden bir bölümünü böylece aktarıyoruz.
          Gerçekten, sana katımızdan bir zikir verdik. Kim bundan yüz çevirirse, şüphesiz kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir.
          (Taha Suresi, 99-100)
          
          Hz. Musa dönemindeki Mısır yöneticisinden ise "Firavun" kelimesi ile bahsedilir. Kuran'da yapılan bu ayrım, Eski ve Yeni Ahit'te ya da Musevi tarihçilerce yapılmaz; sadece Firavun ifadesi kullanılır.
          
          Nitekim gerçekten de Mısır tarihinde "Firavun" teriminin kullanımı sadece geç döneme aitti; Firavun hitabı ilk olarak MÖ 14. yüzyılda Amenhotep IV döneminden itibaren kullanılmaya başlamıştır. Hz. Yusuf ise bu tarihten en az 200 yıl önce yaşamıştır.126
          
          Encylopedia Britannica'da, Firavun kelimesi için yeni krallıktan itibaren (18. Hanedandan başlar; MÖ 1539-1292) 22. hanedana dek (MÖ 945-730) kullanılan bir saygı ünvanı olduğu, daha sonraları bu hitabın kralın ünvanına dönüştüğü, daha önceleri ise bu ünvanın hiç kullanılmadığı ifade edilir. Bu konudaki başka bir bilgi ise Academic American Encyclopedia'da verilir ve Firavun lakabının Yeni Krallık'tan itibaren kullanılmaya başlandığı belirtilmiştir.
          
          Görüldüğü gibi Firavun kelimesinin kullanımı belli bir tarihten itibaren söz konusu olmuştur. Dolayısıyla Kuran'da bu ayrımın tam olarak yapılması -Hz. Yusuf zamanındaki hükümdardan hep "Kral" olarak söz edilirken, Hz. Musa zamanındaki hükümdardan her seferinde "Firavun" olarak bahsedilmesi- Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunu ispatlayan bir başka delildir.
          
          

baral217

Madem çok biliyorsunuz,yada görüyorsunuz?tesfiri manayı anlamadan gelmeyin lütfen.Gerçek müslüman sadece kitaba uyar ve hakikati bulmaya çalışır.Ön yargısız oku,aklındaki her şeyi boşalt.Birde öyle kainat kitabını oku lütfen,bütün sorularına cevap bulacaksın..

Zekibirinsan76

@ Tunayal2  bence böyle saçma düşünceleri olan gereksizlere laf anlatma. Zaten onlar cehennemde azap çekecekler  
            Nachilia isimli arkadaş neden hala yanlış yolda acaba? Yoksa bilmiyor mu azap çekeceğini zira kendisi gibi ateistler Kur'an'ı çok iyi araştırmış değil mi?
            
            İslam'ı kötülemek için birkaç tane gerizekalı ortaya çıkmış ve saçma sapan bilgiler ortaya atmış kölelik veya cariyelik gibi. Tabi Türkiye'de salaklar nüfusun yüzde seksenini kapladığı için bu bilgiler hızla yayılmış. Bizim gibi inançlılar ise bu şeyleri ALLAHIN VERDİĞİ AKIL ile
             Kitaplarda ise dikkat çekmesin diye tüm dinlere normal bir eleştiri kalıbıyla millete sunuyorlar Aslında suç insanlarda onlar allahı sürekli hatırlamadıkları ve onu hep unuttukları için böyle şeylere çok çabuk inanıyorlar öyle olmuş ki dizilerimizde bile adam akıllı namaz kılan yok ya yazık gerçekten.
            
            
Reply

baral217

Çelişki dediğiniz şey ne acaba merak ettimde,çelişki kişiliğe göredir.İnsan kendi düşündüğünü kendi gibi algılar.Ön yargısız yaklaşmak bunun için iyi olduğunu  düşünüyorum.Mesela bende bazı müslüman topluluklarını cahil buluyorum ama.Kuranda herkesin kendinden sorumlu olduğunu söyler.Topluma bakmak değil asıl mesele senin ne düşündüğün ve icraatinde olduğu kanısındayım ben.
Reply

baral217

Düzgün  bir şekilde konuşabiliriz tabiki,ben  buraya tebliğ etmeyede gelmedim.Sadece imtihanımı olup bilgilenmeye geldim.
Reply

zifiridram

Merhaba gözde yazdığın kitap o kadar güzel ki emek kokusu buram buram. Okudum ve yine islama inanmadığım için kendimi gururlandırdım. ❤❤❤

Zekibirinsan76

@ zifiridram  ALLAH SANA AKIL FİKİR VERSİN GERÇİ VERMİŞ AMA SEN KULLANMAK İSTEMİYORSUN O YÜZDEN YORUMUMU DÜZENLİYORUM
            
            ALLAH SANA AKLINI KULLANMAYI NASİP ETSİN
Reply

-ApporterMort-

Feministsin ama tesettürlü kadınlara yobaz diyorsun, 
          
          Irkçılığa karşısın ama 'pis arap' diyorsun; bir dili aşağılıyorsun,
          
          İnanç özgürlüğü vardır diyorsun ama İslam'a; insanların inandığı ve kutsal saydığı ilkelere, peygamberlere iğrenç ithamlarda bulunuyorsun,
          
          Peygamberin kadınları sadece himayesi altına almak için evlenmesini iğrenç buluyorsun ama aynı farklı ya da cinsiyetsiz insanların birlikte olmalarına, pedofiliyi de içine alma eğiliminde olan kendiyle gurur duyan(!) insanlara destek oluyorsun kim bilir belki bireyisin,
          
          
          Kaç insanı burada kandırıyorsun bilmiyorum ama sen pespektif, saygılı falan bir insan değilsin. Ve bence iğrenç olan sen ve zihniyetin. Kitabın adını İslamfobi yap da bir şeyi doğru yazmış ol.
          

gullerinicindekidere

Pedofili ile eşcinselleri bir tutan birinin beyni gibiler kitap karakterleri,hiç olmadılar.
Reply

HERBOKOLOGAQ

@ -ApporterMort-  PEDOFİLİ BİR YÖNELİM DEĞİLDİR EŞCİNSELLİĞİN AKSİNE PSİKOSEKSÜEL BİR "HASTALIKTIR" AQ EŞCİNSELLİK İSE HETEROSEKSÜELLİK GİBİ NORMAL BİR ŞEYDİR ANLA BUNU ÖYLE GEL AQ HOMOFOBİĞİ
Reply

toska_tost

@-ApporterMort- pedofili bir cinsel yonelim degil
Reply

afiErkan

Mükemmel bir bakış açınız ve aynı şekilde olayları kavrayış biçiminiz takdire şayan. Argümanlarınız iyi sürekli bu konuda eleştirel bir bakış açısıyla bakıyordum yazınızı okuduktan sonra aynı fikirde olduğum biriyle tanışıyor olmak benim için güzel bir durum oldu, sayenizde programı indirdim :)

Nissbencnm

@afiErkan  ÇÜNKÜ BEN BİR AMCIYIM AMCIYIM BEN BİR AMCII
Reply