"Herkes dini inanışlarına o kadar odaklanmış ki cehaletin kültüre nasıl işlediğini unutmuşlar. Geçmiş insanlardan, gelen ve herkesin dilinde değişip evrimleşen belli bir kültürü okuyup anlamadan sadece dinleyerek öğrenildiğini zanneden bir topluluğun kendilerinden sonrakilere daha doğdukları anda hiç birşey, daha kendi kimliklerini bile, bilmeyen çocuklara zorla dayatılması ve benimsetilmesi, aynı şekilde sadece her an insanların dilinde değişen o kültürü dinleyerek öğrenilmesi gerktiğine indandırılan ilerde birer yetişkin ve örnek olacak o çocuklar bilmeden cehalete sürülüyor "dini inanış" adı altında. Bu düşünceden kopan gerçekleri öğrenmek isteyen, öğrendiğini yayan insanlara farklı gözlerele bakılıyor. Oysa ki onlarda aynı inanışta onlar da o dini benimsemekte ,belki müslüman belki hristiyan belki yahudi vs. fakat onlar sadece inanışı ve onun getirilerini benimsemekte cehaletin karıştığı her dilde değişen kültürü benimsemiyorlar ve bu onları sanki insanların gözünde "en yanlış kişi, kâfir, günahkar" olarak gösteriyor. Ama cehaleti doğrumuza karıştırmak en ağır yanlıştır. Belki... belki bende en yanlış kişiyimdir, bilemem ama emin olduğum bir şey varsa cehalet denen illetden kurtulup, kendi doğrumuzu belirlemek için okuyup araştırmak gerekir. Sadece bir kitap sayfasında geçen bir cümle bile size dayatılan fikirlerin doğruluğunu araştırmaya sevk edebilir hatta değişterebilir. Cehaletle savaşmak demek, geleceğin aydınlığına kesin bir yol çizmek demektir."
