deadlbodies

İzlediğim şeylerden çok etkilenen biriydim ve bugün sevdiğimin önerisiyle Delibal filmini izledim. Yorumumu sordu, güzel gidiyor dedim. İzlemeye devam ettikçe duygusal kısımlar geldi ve haliyle gözlerim dolu dolu hatta biraz da ağlayarak bitirdim filmi. Sevdiğime söylediğimde öylesine pişman oldu ki önerdiğine. O an fark ettim oradaki baş erkek karaktere ne kadar benzediğini. Bir aydınlanma gibi oldu, beynimde şimşekler çaktı sanki. Belki daha önce izlemiş olsaydım fark ederdim bunu ancak yeni fark ettim. Bu beni korkuttu, gerçekten korktum. Filmden etkilendiğimden içimde bir huzursuzluk oluştu. O güzelce uyurken ben ise düşüncelere daldım. Ya her şeyi berbat edersem? Yine elimden tutar değil mi? Bütün dünya benden vazgeçmesini benden söylese bile geçmez, değil mi? 

deadlbodies

İzlediğim şeylerden çok etkilenen biriydim ve bugün sevdiğimin önerisiyle Delibal filmini izledim. Yorumumu sordu, güzel gidiyor dedim. İzlemeye devam ettikçe duygusal kısımlar geldi ve haliyle gözlerim dolu dolu hatta biraz da ağlayarak bitirdim filmi. Sevdiğime söylediğimde öylesine pişman oldu ki önerdiğine. O an fark ettim oradaki baş erkek karaktere ne kadar benzediğini. Bir aydınlanma gibi oldu, beynimde şimşekler çaktı sanki. Belki daha önce izlemiş olsaydım fark ederdim bunu ancak yeni fark ettim. Bu beni korkuttu, gerçekten korktum. Filmden etkilendiğimden içimde bir huzursuzluk oluştu. O güzelce uyurken ben ise düşüncelere daldım. Ya her şeyi berbat edersem? Yine elimden tutar değil mi? Bütün dünya benden vazgeçmesini benden söylese bile geçmez, değil mi? 

deadlbodies

Çocukken aşkın çok büyülü bir şey olduğunu düşünürdüm. Beyaz atlı bir prens ile güzeller güzeli bir prenses. Birbirlerine karşı hissettikleri o büyülü, yoğun duygularla bir ömür mutlu geçirildiğini yazan kitaplarla büyüdük. Hepimiz öyle olacağına çok inanmıştık belki de, değil mi? 
          
          Belki de ulaşılmaz değildi o masallar. Prenses olmaya da, prens olmasına veya bir beyaz ata sahip olmasına da gerek yoktu. Romansı bir hikayemiz de yoktu ancak ortak bir noktamız var o kitaplardaki çiftlerle.
          
          O büyülü duygu. 

deadlbodies

"Günün birinde insanın canı artık hiç bir şey yapmak istemez. İnsan kendinden hoşlanmaz, hiç bir şey hissetmez olur. Bütün Dünya'ya yabancılaşmış olur ve hiç kimse onu artık ilgilendirmez olmuştur. Gülmeyi de ağlamayı da unutmuştur. Hiç kimseyi sevemez. Bu durumda, artık hastanın iyileşmesine olanak yoktur. Geriye dönüş kalmamıştır."
          
          ~Momo 

deadlbodies

"Arzularımı yok edin, bütün ideallerimi silin, bana daha iyi şeyler gösterin, seve seve peşinizden koşarım. Eğer uğraşmaya değmez derseniz, o zaman siz de benden aynı cevabı alırsınız. Ciddi ciddi konuştuğumuz halde bana önem vermek istemiyorsanız öyle olsun, yalvaracak değilim. Nasılsa yeraltım var."
          
          ~Yeraltından Notlar

deadlbodies

"Onunkiler, kötü ve nefret dolu bir çift göz değildi. Bakışları sadece ondan korkmanız gerektiğinden emin olmanızı sağlıyordu. Tanrı'yı çok sevmenize ve ona hayran olmanıza rağmen sizi günahlarınız için cezalandırmasından korkmanız gibi..."
          
          ~Lanetin Tarihi 

deadlbodies

Bugün bir psikolojik danışman ile konuştum. Kullandığı bir kesit içime işledi.
          
          "Yemek semboliktir aslında. Mesela cenazeden sonra helva dağıtılır. Bir kişiyi toprağa gömerken yediğimiz helva ile de acımızı içimize gömeriz. Sen içine yediremediğin, dışarı vurmak istediğin fakat vuramadığın şeyler yüzünden kusmak istiyorsun. İçini dökemediğin için, bu işi miden yapmak istiyor. Kendine yediremediğin şeyler gibi miden de yemek kabul etmiyor ve yediklerini ise çıkarmak istiyor."