özledim seni. ayrılık yüreğimi uyuşturuyor, karıncalandırıyor nicedir. beynimi uyuşturuyor özlemin. çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum. yokluğun, hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp mütemediyen bir boşluğa. sabahları seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup seninle başbaşa konuşmaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü. nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir çift. kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden “git artık” demek. “beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa” demek sana ne de zor. seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden. yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek