Dolunay kendini yine o rahatsız koltukta uyurken buldu. Artık rahatsız etmiyordu ama sevdiğinin gözlerini açmadığı her gün ona işgence oluyordu. O kahve denizden uzak, koskoca dünyada yapayalnız bir yerdeydi sanki. Gökhan'ın saçlarına götürdü elini. Okşadı, biraz oynadıktan sonra küçük bir öpücük bıraktı ve elini tuttu. Adamın dövmelerini inceledi, sonra kendi parmaklarında da olan dövmelere baktı. O günü hatırladı, delicesine eğlendikleri çıldırmış oldukları günü. Bu adam uyanacaktı, uyanırdı. Dolunay'ı asla yalnız bırakmazdı. Seviyordu çünkü onlar birbirlerini ve eninde sonunda kavuşacaklardı.