derimkuullar

bu sefer kendi ellerimle boğuyorum ruhumu, ruh bedenden önce ölürmüş, ruhuma yapışmış hastalıktan kurtarıyorum, öldürüyorum onu.

derimkuullar

Benden sürekli gittiler, adım attıklarımda gitti, adım atanlarda. Ben gidenlerin kalanda bıraktığı acıyı çok iyi bilirim. Gidenler bir şekilde atlatıyorda kalanlar, hep aynı yerde gidenleri izliyor. Kendimden biliyorum çünkü gidenin acısı kalanı yok etmek için öldürmek için. Gidecekseniz gece gitmeyin. Gece soğuktur, gece acıtır.

derimkuullar

Takip edildiğime eminim.
          Arkamı döndüğümde kaçıyor, göremiyorum ama buna eminim. Bazen görmeyiz sadece hissederiz değil mi? Karanlık istiyor bunu biliyorum. Ama ben karanlıktan korkarım. Bu yüzden yüzleşemiyoruz. O karanlığın, ben karanlıktan korkanım. Şimdi takip ediliyorum, ışıkları kapatırsan yok olabilirim.

derimkuullar

Canımı yakıyor mu bu?
          ...
          Küçüldüm mü biraz daha?
          ...
          Üzgün müyüm peki?
          ...
          Neden cevap ver miyorsun?
          ...
          Bilmiyorum, canım yanıyor galiba.
          ...
          Küçüldüğüme eminim, yok olmadan durmam gerek.
          ...
          Üzgün ne kelime ölüyorum görmüyor musun?
          ...-Peki neden gülüyorsun?
          Bu defa da ben susacağım...

derimkuullar

Sen unutulan kızsın, sen unutulmaya meyillisin, hatırlayanın çok az, belki de yok. Belki hiç var olmadın yada görünmezsin, şimdi üzülemezsin daha varoluşunu çözmedin! Şimdi üzülemezsin daha kimse seni hatırlayamadı. Daha başka birşey. Böyle gidemezsin. Ben seni hep hatırlarım. Gitme, böyle gidemezsin. Daha okunacak satırların var. Yüzelli sayfalık bir kitapsın, ellinci sayfasına kendini asamazsın. Yazar devam etmeni istiyor, böyle gidemezsin.

derimkuullar

Bak ben sigara içmiyorum, eğer içseydim inan hakkını verirdim. Çünkü o ciğerine çektiğin madde canının yanışını durdurmalı yada daha fazla yakmalı. İçmek için içmeyin. Acınıza için can yanıklarınıza.

derimkuullar

Yalnız ve tuhaf biri, çevresi geniş, her gelenle gülüyor, gidenlere ağlıyor. Yani onu böyle tanıyorlar. Aslında kendi ölüsüyle yaşıyor, kendi ölüsüne ağlıyor, kendi ölüsüne gülüyor. Cesedi çürümeye yüz tutmuş, insanlar göremiyor. Adam çok konuşmaz, ölmeden önce fazlaca konuşmuş. Eskiler denince akla ilk o geliyor. Uzunca bir süredir yaşarmış burada, adam ölüsüyle yaşıyor. Diyorlar adama mezarıma sende kürek at, ölüsünü görmeyenler. Usulca çürüyen bedenine bakıyor tek dediği eyvallah. Süzme peynir dedin mi susuyor. Süzme peyniri çok seven adam ağzına atmadığı lokmaları ölüsüne veriyor. Çünkü onu gömemiyor. Zeytin çekirdeğinden nefret eden adam, zeytini çiğnemeden yutuyor. Bazı şeyler değişmiş, baksana adam çürüyor. Peyniri ölüsüyle, zeytini çekirdeğiyle yiyor.