Yaşayamadığım hasretini çektiğim hikayemi paylaşacağım sizinle.
Hatamı paylaşacağım.
Kaderimi nasıl çıkmaza soktuğumu çıkmazdayken bir eli itişimi daha sonra o eli tutmak isteyişimi ve bulamayışımı anlatacağım. Hanginiz yanımda durup okuyacaksınız?
Bu arada ben Dilşah.
Satırları taçlandıracak karakterim ben, yazarımın kaleminden dökülen kelimelerim.
Hadi gelin kısaca bir göz gezdirelim hayatıma..
Belkide sınırları belirledi hayatını. Belkide başka bir şey ama o çukura düştü bir kere o çıkmaza girdi ve kimse onu kurtarmadı, feryatlarıyla kurtuldu.
Ya da kurtulduğunu sandı.
Kimseye bir şey diyemedi çünkü kendi düşmüştü evet hemde koca bir hatayla.
Mucizelere inanmazdı bir mucize onu bulduğunda da sırtını çevirmişti. mucizenin ne olduğunu bilmezken mucize onu bulmuştu bu haksızlık degilde neydi?
Dilşah küçük yaşta tanıştı onunla daha kimseyle birlikte olmamışken ne yapacağını bilmezken bulmuştu. Dedim ya mucizesini bulmuştu diye zaman onların aksine hızla ilerliyordu. Birbirlerine benzeyen iki insan. İki ayrı kişi bu kadar mı benzer yada bir insan bir insandan daha fazla çılgın olabilir miydi?
Hayır hayır! onlar Sevgili değildi onlar iki insandı. Dünyanın birbirlerine en düşkün iki insanıydı.
Içlerinden biri bir gün insan olduklarını unutup hata yaptı aralarındaki büyüyü bozdu bir hata koskocaman bir acıyı araladı. Buna rağmen tekrar bir araya geldiler içlerinden biri yine yeniden aynı hatayı yapmakla kalmayıp aralarına kocaman bir dağ koyuverdi bu dağ onları zamanla yedi bittirdi.
Kız çöktü oğlan uçtu
Yıllar geçti.
8 yıl sonra bir gün bir yerde buldular birbirlerini
Hayat yeniden başladı onlar için
Ama kız umudunu yitirmiş acısını çekiyordu
Erkek ise herşeyi unutmuş hayatını yaşıyordu .
Birbirlerini tanımazken ikisi de neyin ne olduğunu bilmiyordu. Hayat bir şans daha tanıdı ikisine ve umarım bu sefer insan olduklarını unutmazlar bizde güzel bir hikayeye şahit oluruz.