Yağmur şoförlerin inadınaymış gibi hızlanırken,içinde 18 kişinin bulunduğu serviste,herkes telaş duygusuna kapılmış,yalnız aralarından tek biri etrafa soluk soluk bakıyordu. Asla bir şeylerden korkmayan biriymiş gibi duygu veriyordu insana. Kehribar gözleri kızgın ve acımasızlıkla etrafa bakarken,birinin onu izlediğinin farkında değildi. Nedense ona baktığınızda,acı çektiğini ama kimseye belli etmeyip,saf duyguların nefrete dönüştüğünü görebilirdiniz. Aslında yağmurdan korkan bu küçük ruhlu kızın sevdiği çocuğa sarılmaya o denli ihtiyacı vardı ki. Etrafındakiler tarafından sevilmemesi umrunda olmuyordu ama kendisine yapılanların başkasına gözlerinin önünde yapılmasına katiyyen izin vermezdi. Mutlu değildi,rol yaptı. Sinirlendi,rol yaptı. Canı acıdı,rol yaptı. Kimse farketmedi,affetmeyip insanların üstüne gideceğine kendine söz verdi. Uzun saçlarını küt kesmek istiyordu ama ona bile izni yoktu işte. Kimseden korkmuyordu ama bıkmıştı. Kaybetmekten korkmuyordu ama bıkmıştı. Belki de tek istediği içinden geçenleri yapmaktı o küçük ruhlu kızın,ama yapamamış,yaptırmamışlardı ona.Ama bilmiyorlardı o kızın içinde büyüyen ateşin bir çığa dönüşeceğini....
- JoinedJuly 28, 2017
- facebook: 's Facebook profile
Sign up to join the largest storytelling community
or