dilayyahu

Sizin hiç babanız öldü mü?
          	Benim bir kere öldü kör oldum
          	
          	Babamdan ummazdım bunu kör oldum
          	Gözümün biri söndü kör oldum
          	
          	Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü 
          	Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

dilayyahu

Binlerce pişmanlıklarım, yanılgılarım, yenilgilerim oldu bu hayatta. Ama her defasında iyi olacağına inandım, her defasında da boka sardı her şey. Farklı dünyaların insanları olduğumuz insanlar oldu etrafımda. Sanki ben bu dünyadan değilim.
          Hayatımı üç kelimeyle ifade edecek olsam eğer, doğdum, büyüdüm, çürüdüm derim ancak. 
          Doğar doğmaz acı içirilen bir çocuk, oyun parklarında oynamak yerine büyük binalardan atlamayı seçer.

dilayyahu

Her defasında nasıl oluyor da böyle mutlu olabiliyorsunuz? Ben her sabah gözlerimi açtığımda balkona çıkıp bir sigara yakıyor ve sigaram bitene kadar yerdeki betonu seyrediyorum.
          Her sabah aynı hayal, bilmeden aşağı düşüp betona sarılma isteği. 
          Ama henüz erken, ben bir şeyleri bekliyorum, ne olduğunu bilmeden.

dilayyahu

Ben o gece dört duvar arasında yalnız kaldım. Ne gidecek bir yerim, ne de kendime ait olan bir şeyim olmadığını o gece anladım. Ayağa kalkmak için duvara tutunduğum karanlık odada, elimin duvara çarpmasıyla irkilip anladım her şeyi.
          Ben yalnızdım ve tutunacak kendimden başka dalım yoktu

dilayyahu

Buraya mutsuzluğun kusuyorum hep.
          Mutlu şeyler dökülmesi için, içimin çiçek bahçesi olması lazım. Benim için bataklıktan ibaret. 
          Psikoloğum şey demişti bir keresinde: 
          Mutlusundur belki? Ya farkında değilsen.
          Ben de karşılık olarak içimden şunu tekrarlamıştım, bilirsiniz sesli söylersek durum kötüye gidiyor.
          "Mutluluğumun farkına varmak yerine öldüğümün farkına varmayı yeğlerdim."