sevildiğimi hissettiğim her an… öyle bir uzaklaşıyorum ki. ne izim kalıyor, ne tozum. ben, benden uzaklaşıyorum. bunun sonu nereye gidiyor? nereye kadar sürükleneceğim bu yalnız okyanusta?”
bir inançla başlıyorsun her şeye. karşındaki duvar bile olsa o duvarı yıkabileceğine öyle eminsin. sonra bir bakmışsın, inandığın yerden kırılmış, bir de o duvarın yarattığı enkazın altında kalmışsın. inandığın her şey nefretin olmuş.
zamanın eskitemediği acılarıyla bütünleşen adamın yara içinde kalmış ellerinde tuttuğu sigaranın kulu uzadı, kaburga kemiğinden kırıldı ve yere devrildi. bekledi, bekledi, bekledi.