divane85

Yoksa küs müsün bana
          	Dilime ikâmet edenim.
          	Dargınsak eğer,
          	Üç günü geçeli aylar oluyor haberin olsun.
          	Ve bu ara yanık kokulu rüzgarlar çarpıyor yüzüme.
          	Beni soluğumdan tutuyor üşümelerim.
          	Boğazıma yapışmış sıtmalı kelimeler.
          	En yakın sağda park'a çektiler kendilerini.
          	Söz dinlemez oldu sözler.
          	Adına sır diyorlar sevmelerin.
          	Gürültülü harflerin sükûta izdivaç ediyorlar.
          	Mahrem duygularını telveye terk ediyorlar hani.
          	Yorulmadın mı dilimden sessiz çığlığım
          	Senin yerin dağınıklığım,
          	Toparla kendimi...
          	Söz: Barış Cem Kaya

gul_ve_diken

@ divane85  ne guzel de demiş 
Contestar

divane85

Yoksa küs müsün bana
          Dilime ikâmet edenim.
          Dargınsak eğer,
          Üç günü geçeli aylar oluyor haberin olsun.
          Ve bu ara yanık kokulu rüzgarlar çarpıyor yüzüme.
          Beni soluğumdan tutuyor üşümelerim.
          Boğazıma yapışmış sıtmalı kelimeler.
          En yakın sağda park'a çektiler kendilerini.
          Söz dinlemez oldu sözler.
          Adına sır diyorlar sevmelerin.
          Gürültülü harflerin sükûta izdivaç ediyorlar.
          Mahrem duygularını telveye terk ediyorlar hani.
          Yorulmadın mı dilimden sessiz çığlığım
          Senin yerin dağınıklığım,
          Toparla kendimi...
          Söz: Barış Cem Kaya

gul_ve_diken

@ divane85  ne guzel de demiş 
Contestar

divane85

Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde"yetim-öksüz" kalan çok olur:
          
          Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
          
          Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
          
          Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
          
          Sık sık boynunu büker "sarıkız".
          
          O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
          
          Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.
          
          * 
          
          Bir kadın gittiğinde...
          
          Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında;bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
          
          Bir anne gider... 
          
          Bir dost... 
          
          Bir arkadaş...
          
          Bir sevgili...
          
          Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.
          
          *
          
          "Güzin Abla gitti..." dediklerinde, kaç kişinin gittiğini ve arkasında kalan "yetimlerini"düşündüm. 
          
          O benim dostumdu.
          
          Dün Feyza’yı arayıp başsağlığı diledim.
          
          O canımın sıkıldığı gün telefonda "Sana gelen bana gelsin" diyen sesini hiç unutmamıştım.
          
          Yine ıslandı göz pınarlarım, ben dahi yetim kaldım.
          
          Sözcükler yetim kaldı.
          
          Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
          
          Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, annesi gitmiştir "geç kalma"nın.
          
          Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
          
          Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim"bırakmıştır arkasında.
          
          
          
          Bekir COŞKUN
          
          

elmakabuu

Kapak fotoğrafındaki yer neresi acaba? Rüyamda gördüğüm yere çok benziyor....

divane85

@ elmakabuu  rica ederim gezilesi şehir
Contestar

elmakabuu

@ elmakabuu  teşekkür ederim yanıtladığınız için. Güzel yermiş...
Contestar